27 Temmuz 2008 Pazar

Çarşamba Ağzı

Bazen dışardan gelen misafirlerim oluyo bu nedir şu nedir diye soruyolar arkadaşlar bizim buranın konuşma ağzı biraz değişiktir, iyide sen kullanmıyosun bu ağzı diyolar bende bu ağızla büyümedim arkadaş diyorum. Örnek mi aşağıya bakın;
TÜRKÇE - ÇARŞAMBA AĞZI
Tahteravalli -Çöğmen Çıkırak
Kız Çocuk-
Köpek Yavrusu-Kücen
Erkek Çocuk-Döl
Yenge-İnge
Tarla-Talle
Tepsi-Gıyılı
Semiz Otu-Pirpirim
Sert-Gayım
Misket-Enek
Saklanmak-Sinmek
Gevşek-Holtamış
Üşümek-Buymak
Rastgele-Ikbala
Koş-Siit
Patlıcan-Balcan
Nereye-Na
Buraya-Bori
Bahçe-Avlu
Zorla-Gasbânak
Çene-Çenge
Sperm-Toom
Tereyağı-Malyağsı
Civciv-Cüce
Hüseyin-İsiin
Elbise-Öteber
Teşekkür ederim...

Çetin Poyraz ALPER ~çpa~

Artık Çarşambayı Sel Almıyor

Bir çoğunuz Çarşambayı Sel Aldı türküsünü bilirsiniz. Kısaca olay şu Karadeniz yağmurludur, çok yağınca Yeşilırmak taşar alır götürür herşeyi...

Böyle devam etmiş bu durum bu türkü çok söylenmiş, remixleri bile yapılmış, gün gelmiş barajlar kralı Süleyman DEMİREL başbakan olmuş ve "su akar Türk bakar" deyimini değiştirmiş ve güzelim Çarşambamıza iki baraj yaptırma kararı almış...

Bu hikaye Hasan Uğurlu ve Suat Uğurlu Barajlarının hikayesidir. Bu iki barajı o zamanları yeni kurulmuş ve hepimizin iyi bildiği Doğuş İnşaat tarafından yapılmıştır. Yani yüklenici firma Doğuş İnşaattır.
HASAN UĞURLU BARAJI
Hasan Uğurlu Barajı, Samsun ili Ayvacık ilçesinde, Yeşilırmak üzerinde, elektrik enerjisi üretimi amacı ile 1971-1981 yılları arasında inşa edilmiş bir barajdır.
Kaya gövde dolgu tipi olan barajın gövde hacmi 9.600.000 m³, akarsu yatağından yüksekliği 175 m, normal su kotunda göl hacmi 1.073,75 hm³, normal su kotunda göl alanı 22,66 km²'dir. 500 MW güç kapasitesine sahip HES (hidroelektrik santralı) yılda 1.217 GWh elektrik enerjisi üretir.
Japonya Hükümetinden sağlanan kredilerle inşa edilmiştir. Baraja, inşaatın başlangıcında, 1971 yılında bir trafik kazasında hayatını kaybeden DSİ Samsun 7. Bölge Müdürü Hasan Uğurlu'nun adı verilmiştir.
SUAT UĞURLU BARAJI
Suat Uğurlu Barajı, Samsun (il)'inde, Yeşilırmak üzerinde, sulama ve elektrik enerjisi üretimi amacı ile 1975-1982 yılları arasında inşa edilmiştir.
Toprak gövde dolgu tipi olan barajın gövde hacmi 2.151.000 m³, akarsu yatağından yüksekliği 51,00 m, normal su kotunda göl hacmi 182,00 hm³, normal su kotunda göl alanı 9,70 km²'dir. Baraj 83.312 hektarlık bir sulama alanına hizmet vermekte, 46 MW güç kapasitesindeki HES yılda 273 GWh elektrik enerjisi üretimi sağlamaktadir.
Baraja, 1971 yılında, 18 kilometre yukarısındaki Hasan Uğurlu Barajı'nın inşaatının başlangıcında, eşi DSİ Samsun 7. Bölge Müdürü Hasan Uğurlu ile birlikte bir trafik kazasında hayatını kaybeden Suat Uğurlu'nun adı verilmiştir.

Kaynak; DSİ Genel Müdürlüğü

Teşekkür ederim...

Çetin Poyraz ALPER ~çpa~

Anayasa Mahkemesi

Şu parti kapatma davası olsun türbanla ilgili olan anayasa değişikliği olsun şu günlerde Anayasa Mahkemesini bilmeyen yoktur sanırım. Resmi sitesinde gezinirken şu anda köşkün yanındaki mevcut Anayasa Mahkemesi binasının yenisi yapıldığını öğrendim. Nerede olduğunu bilmiyorum. Bir çok Ankaralıya sordum. Cevap negatif...İşte temeli, işte mimari tasarımı...

Teşekkür ederim...

Çetin Poyraz ALPER ~çpa~

Bizdeki Gökdelenler

Uzak doğuda, Dubai de, Amerikada daha doğrusu dünyanın bir çok yerinde yüksek binalar yapma yarışı var. Yarış diyorum çünkü şu sıralar her yerde bir bayrak yarışı gibi her geçen gün dünyanın en yüksek binası şu demek artık imkansız. 20 yy ortasında sadece New York taki Empire State veya birçoğu Chicago da bulunan gökdelenler idi...Ama günümüzde bu böyle değil şimdi bu yarış uzak doğuya ve Dubai'ye kaymış durumda...
Peki biz neler yapıyoz, şu anda ülkemizde inşaatı devam eden birçok gökdelen inşaatı var ama bugün itibari ile liderlik İş Bankasına ait olan İş Kuleleridir.
Gelelim hep beraber ülkemizdeki ilk ona giren gökdelenleri(gökdelen derken sadece yükseklik değil kullanım ve estetiğide göz önüne alalım) inceleyelim...
1. İş Kule - İSTANBUL
2. Garanti Bankası - İSTANBUL
3. Tekfen Tower - İSTANBUL
4. Sabancı Center - İSTANBUL
5. Ceylan İntercontinental - İSTANBUL
6. Mersin Tower - MERSİN
7. Kanyon - İSTANBUL
8. Metrocity - İSTANBUL ,
9. Sheraton - ANKARA
10. Halk Bankası - ANKARA
İŞ KULE
Türkiye’nin en yükseği
Yapımına 1996’da 25.909 metrekare alan üzerinde başlandı, 2000’de bitti. Mimari projesi Doğan Tekeli-Sami Sisa Mimarık bürosu ile Amerikan Swanke Hayden Connel International’a ait. Kule 1 yani İş Kule, 52 katlı ve yüksekliği 181.2 metre. Personel otoparkı 2 bin araç, ücretli otopark 790 araç kapasiteli. İş Kule’de 2828 kişi çalışıyor. Bina en şiddetli depreme dayanıklı olarak, esneme payı da hesap edilerek inşa edilmiş. En üst noktasındaki esneme, ekstrem durumlarda artı eksi 32 cm’ye ulaşabiliyor. Binada 20 asansör ve 3 yürüyen merdiven var. Yangına dayanıklı veya yanmaz kablolar kullanılmış. Altı yangın merdiveni var. İş Kule’de bir oditoryum ve giriş katında kültür-sanat etkinliklerinin yer alacağı Exhibition Gallery bulunuyor. Ayrıca çarşı ve fast food bölümlerini barındıran bir kompleks de var. İstanbul, 4 Levent’te.
GARANTİ BANKASI
Engelliler de düşünüldü
Garanti Bankası Genel Müdürlüğü olarak kullanılan binanın yapımına 1997’de başlandı, 2002’de bitti. Mimarı Randolf Gerner. 21 katlı bina, 143.7 metre yükseklikte. Yapının 6 yolcu ve bir yük asansörü var. Yaklaşık 1400 kişi çalışıyor, 560 araçlık otoparkı var. Tamamen depreme dayanıklı. Çalışanların temiz hava soluyamamaktan dolayı yaşadıkları sağlık ve psikolojik sorunlarını engellemek için panjurlu giydirme cam cephe sistemi yapılmış. Dışarıdaki taze havayı içeri alıyor. Duman tahliye sistemi de var. Ayda 700 bin kw saat elektrik, günlük 70 ton su kullanılıyor. Tümüyle engelliler düşünülerek tasarlanmış. Merdivenlerde tekerlekli sandalyeler için rampalar var. Her katta engelli tuvaleti bulunuyor. İstanbul’da Levent’te.
TEKFEN TOWER
6 ayda bir anket yapılıyor
Yapımına 2000’de başlandı, 2003’te bitti. İçinde finans sektöründen sigortacılık, danışmanlık, ilaç, pazarlama ve havayolu taşımacılığı sektörlerinde faaliyet gösteren 18 şirket var. 1800 kişi çalışıyor. Mimari proje, Swanke Hayden Connell Architecs şirketi tarafından yapıldı. Tekfen Tower 38 katlı ve 118 metre. 17 asansör, 2 yürüyen asansör ve 800 araçlık otoparkı var. İstanbul’da beklenen en yüksek depreme dayanaklı olarak tasarlandı. Ofis alanı üzerinde kişi başına 18.5 metrekare düşüyor. Ofis çalışanlarına her 6 ayda bir anket düzenleniyor ve sonuçlara göre Tekfen Tower’daki tüm ürün ve hizmetler yenileniyor. İstanbul’da Levent’te Büyükdere Caddesi’nde.
SABANCI CENTER
Kişi başına 50 metrekare
1988’de yapımına başlandı, 5 yıl 3 ayda bitti. Mimari proje Haluk Tümay ve Ayhan Böke’ye ait. Akbank Genel Müdürlüğü, Sabancı Holding ve holding şirketleri tarafından kullanılıyor. Akbank Kule 35 kat ve bodrum hariç 139 metre. Holding Kule 30 kat ve 119 m. Yaklaşık 2200 kişi tarafından kullanılıyor. Kapalı otoparkın kapasitesi 450, açık otoparkın 50 araç. Sistem depremi algıladığında Türkçe ve İngilizce anons yapıyor, şebeke elektriğini ve doğalgazı kesiyor, hareket halindeki asansörleri en yakın katta durduruyor ve turnikeler boşalıyor. Kişi başına düşen alan brüt 50 metrekare. Tüm camlar dışarıda olabilecek patlamaya karşı, dağılmayı önleyici filmle kaplı. Havalandırma 41 klima santralıyla yapılıyor. İstanbul 4 Levent’te.
CEYLAN INTERCONTINENTAL
Yangına 90 dakika dayanıklı merdiven
Şimdi İstanbul Ceylan Intercontinental Oteli. Yapımına 1967’de başlandı, 1975’te Sheraton Oteli olarak hizmete girdi. 1995’te renovasyona girerek Ceylan İntercontinental Hotel oldu. Mimarları Prof. Kemal Ahmet Aruğ, Prof. Hande Suer, Prof. Mehmet Ali Handan, Dr. Tekin Aydın, Altay Erol ve Yalçın Emiroğlu. 25 katlı ve 90 metre yüksekliğinde. 8700 metrekare zemin üzerine kurulu. Günlük ziyaretçi kapasitesi 2250. Aylık elektrik tüketimi 1 milyon 100 bin kw saat. Aylık su tüketimi yazın 13 bin, kışın 8 bin metreküp. 65 klima santralıyla çalışıyor. Yangına 90 dakika dayanaklı yangın merdiveni var. Ayrıca merdivene duman girişi engelleniyor. İstanbul Taksim’de.
MERSİN TOWER
Yapıldığında en yüksekti
Yapımına 1987’de başlandı, 1992’de tamamlandı. 175 metre yüksekliğinde, 52 katlı. Kentin hemen hemen her tarafından rahatça görülebiliyor. 12 dönüm arazi üzerinde kurulu. 16 katında 5 yıldızlı Taksim Otel hizmet veriyor. Diğer katlar ofis olarak kullanılıyor. Yapıldığı tarihte Singapur-Frankfurt arasındaki en yüksek betonarme binaydı. Merkezi İstanbul’da bulunan Üstay Yapı Taahhüt ve Ticaret tarafından inşa edildi. Mimari projesi Cengiz Bektaş tarafından yapıldı. Kapalı alanı 62 bin metrekare. Elektronik kontrollü anons, yağmurlama, havalandırma, merkezi ısıtma gibi modern sisteme sahip binada 6 asansör bulunuyor. Mersin’de Mahmudiye Mahallesi Hastane Caddesi’nde.

KANYON
Yüzde 100 temiz hava
Konut, ofis ve alışveriş merkezi olarak kullanılan kompleksin yapımına üç yıl önce başlandı, geçtiğimiz mayısta bitti. Mimarları ABD’den Jerde Partnership ve Türkiye’den Tabanlıoğlu Mimarlık. Ofis kulesinde çalışanlar yaklaşık 1500, konutta oturanlar ise yaklaşık 500 kişi. 2300 araçlık kapalı otopark var. Bulunduğu bölgede meydana gelebilecek en büyük depremin yüzde 20 fazlası düşünülerek inşa edilmiş. Tam olarak açılır pencereler mevcut. Gün ışığından maksimum fayda sağlamak için şeffaf cam kullanılmış. 250 bin metrekarelik kapalı alana sahip Ofis bloku 26 katlı ve toplam 30 bin metrekare. Çarşı dahil 34 asansör var. Yüzde yüz temiz hava dolaşımı sağlayan havalandırma sistemi mevcut. İstanbul Levent’te.
METROCITY
Günde 3 bin 600 kişi giriyor
1996 yılında yapımına başlanan Metrocity, 2003 yılında hizmete açıldı. Mimarları Doğan Tekeli ve Sami Sisa. 24 katlı gökdelen, 120 metre yükseklikte. 24 bin metrekare alan üzerine kurulu. İçinde 1200 kişi çalışıyor. Günlük olarak ziyarete gelen misafirlerle birlikte bu sayı 3600 kişiye ulaşıyor. Binada 8 asansör ve 270 araçlık otopark var. Deprem uyarı sistemine sahip. Kişi başına 22 metrekare düşüyor. İstanbul Levent’te.

SHERATON
Geçen yıl geliştirildi
Ankara Sheraton, Alman mimar Wolfgang Haux tarafından tasarlandı. 1991’de hizmete girdi. 24 katı, 340 odası ve silindir şeklinde bir kulesi var. Ankara’nın pek çok semtinden görülüyor. Birbirinden açıkça ayrılmış iki bölümden oluşuyor. Birincisi resepsiyon, fuaye ve restoran bulunan müşteri odaları kulesi; ikincisi ise konferans alanı, mağazalar, havuz ve sağlık merkezi bulunan podyum. Giriş salonu her iki bölümü bağlayan bir geçiş. 12. ile 14. katlar arasında iki kemer bulunuyor. Kulenin tepesi iki silindir ve bir antenle tamamlanıyor, bunların içine mekanik aksam yerleştirilmiş. Otel, 2006’da 150 odalık bir apart otel bölümünün yanı sıra, 1600 kişilik balo salonu, konferans alanı, sergi salonu, iş merkezi ve alışveriş alanını kapsayan bir kongre ve kültür merkezi ile genişletildi. Ankara Kavaklıdere

HALK BANKASI
Dört bloktan oluşuyor
Ankara’da 2000’de hizmete giren Halk Bankası Genel Müdürlüğü, MNG Holding’e bağlı Günal İnşaat tarafından inşa edildi. 4 bloktan oluşuyor. Ana blokun kat sayısı 35. 68 bin 244 metrekarelik kullanım alanı var. Personel kapasitesi 2 bin 100. Dört bodrum katında arşiv, mutfak, depo, kazan dairesi, tesisat odaları, personel girişi, yemekhane, pastane ve sergi alanı var. Zemin, 1, 2 ve 3. katlar ise yönetim katları. 4. kat dinlenme ve yemek salonu, 5. ve 28. katlar tesisat katları, 6-26. katlar büro katları, 27, 29 ve 30. katlar ise özel çalışma ve toplantı odaları ile mutfak ve yemek salonu olarak kullanılıyor. Ankara’da Eskişehir yolu üzerinde.
Teşekkür ederim...

Çetin Poyraz ALPER ~çpa~

19 Temmuz 2008 Cumartesi

Bugün Ayın Kaçı? TAKVİMLER

İlk Babil takvimleri kameri ayı, yani birbirini izleyen iki dolunay arasındaki 29,5 günlük dönemi temel alan bir sistemdi. Bu döngüye göre 365,24199 gün olarak gözlemlenen ortalama güneş yılından daha kısa 354 günlük bir ay yılı(kameri yıl) ortaya çıkıyordu.
Güneş yılına dayalı takvimi ilk geliştirenler, eski çağ Mısırlılarıydı. Mısır'da yaşam Nil taşkınlıklarının etrafında dönüyordu. Gece göğünün en parlak yıldızı Sirius (Akyıldız), her yıl Nil'in taştığı zamanlarda, gün doğumundan hemen önce parlıyordu. Mısırlılar takvimlerini bu olayın etrafına yapılandıdılar. Mayalar da zamanın kaydını tutmakla ilgileniyorlardı ama takvimlerini yıllık periyotla ilişkilendirmemişlerdi. Onlar hem geçmişe hem de geleceğe yönelik bir takvim sistemi kurmuşlardı. Modern takvimlerin temeli ise 8. yüzyılda atıldı. Bu takvimler M.Ö. 46 yılında Julius Caesar tarafından kullanıma sokulan Roma Jülyen takvimine dönüştü. Jülyen takvimi son şekline M.S. 8 civarında, İmparator Augustos döneminde kavuştu. O dönemde takvim halen 11 dakika, 14 saniye hatalıydı ve tasarım şekli yüzünden hata miktarı yüzyıllar içinde artış göstermişti.

1582'de Papa XIII. Gregory iki aşamalı bir takvim reformu gerçekleştirdi. Öncelikle on günlük tutarsızlığı ortadan kaldırarak 21 Mart tarihinin ilkbahar ekinoksuyla örtüşmesini sağladı. Bunu da Kutsal Roma İmparotorluğu'nun her yerinde geçerli olacak bir duyuruyla, 4 Ekim 1582'den sonraki günün 15 Ekim olacağını ilan ederek sağladı.

Ardından, artık yılları belirleme kuralını değiştirdi. O tarihten itibaren 400'e bölünebilen yüzyıl seneleri hariç, dörde bölünebilen tüm yıllar "artık yıl" olacak, Şubat ayına bir gün eklenecekti. Bu sistem 3300 yılda yaklaşık 1 günlük düzeltme gerektiren ve 365,2425 güne denk düşen ortalama bir Gregoryen yılını meydana getirdi.
Kaynak; Andrea Gianopoulos/Bilimin 4000 yıllık Serüveni/NTV yayınları
Resim ve Örnek Takvim Tasarımı; Erk EKİN-royalworks design http://www.erkekin.com

Teşekkür ederim...

Çetin Poyraz ALPER ~çpa~

Büyük Patlama (Big Bang)

Sanatçılar, büyük patlamanın ya da karadeliklerin ancak hayali canlandırmalarını resmedebiliyorlar

Büyük Patlama teorisi genellikle evrenin oluşumunu tanımlayan model olara kabul edilir. Aslında bu varsayım, evrende gözlemlenen olguların üstüne kurulmuştur. Teori ilk şekline, Alexander Friedmann ve Abbé Georges Lemaître ile birlikte, 1920'de kavuştu. Sonra 1940'larda, George Gamow tarafından gözden geçirildi. "Büyük Patlama" adı, 1950'lerde, teoriyle ilgili kuşkularını dile getiren gökbilimci Fred Hoyle'nin alaycı bir sözü ile ortaya çıktı.

Büyük Patlama öncesinde evrenin fiziği bilinmediğinden, evrenbilimciler varsayımlarına, patlamadan sonra saniyenin birkaç on milyonda birlik süresi içinde evrenin neye benzediğini sorarak başladılar. Evren o sırada, on milyar kelvinlik derecelerde ve atom çekirdeğine yakın yoğunlukta, yüksek enerjili gama ışınları ile doluydu. Evren genişledikçe, gama ışınlarının dalga boyları uzadı, enerjileri düştü ve evrenin ısısı azaldı. Sıcak gazlar ve ışınımlardan oluşan bu karışım soğumaya devam ederken, nükleer parçacıklar ve ardından atom çekirdeği oluştu. Evrenimzide ki maddenin yapısını meydana getiren proton, nötron ve elektronlar, büyük patlamadan sonraki ilk dört saniye içinde oluştular.^

30 dakikalık bir süre içinde tüm bu nükleer reaksiyonlar sona ermişti. Evren kütlesinin yaklaşık yüzde 25'i helyumdan, yüzde 75'i ise hidrojenden ibaretti. Bugün yaşlı yıldızlarda görülen helyum-hidrojen oranı da aynıdır. Evren, oluşumundan bir milyon yıl sonra soğudu ve çekirdekler ile elektronlar birleşerek atomları oluşturdu. O zamana ait fotonlar günümüzde hâlâ görülür. Onlara "kozmik arkaplan ışınımı" diyoruz.

Kaynak; Andrea Gianopoulos/Bilimin 4000 yıllık Serüveni/NTV yayınları

Teşekkür ederim...

Çetin Poyraz ALPER ~çpa~

16 Temmuz 2008 Çarşamba

Orjinal Demokrasi

Teşekkür Ederim...

Çetin Poyraz ALPER ~çpa~

7 Temmuz 2008 Pazartesi

İkinci Nesil EDGE Nedir?

İlk kez ABD'de uygulanan ve Avrupa’da da yaygınlaşmaya başlayan EDGE, multimedyayı cebin ayrılmaz bir parçası haline getirecek.
TurkcellEDGE ile cep telefonlarınızı çevrimiçi iletişimde çok daha etkin ve verimli kullanıp, logo, resim, melodi servislerinden çok daha rahat yararlanabilirsiniz. EDGE (Enhanced Datarate for GSM Evolution) teknolojisi yer, telefon ve yoğunluk gibi kriterlere bağlı olarak GPRS’ten 2-3 kat daha yüksek hızda erişim olanağı sağlar.
TurkcellEDGE’i sadece bu teknolojiyi destekleyen telefonlarla ve bu teknolojiyi destekleyen bölgelerde kullanabilirsiniz. TurkcellEDGE'i destekleyen bölgeler, telefonunuzun Hücre Bilgisi ekranının yanında (E) olarak belirtilir.

Desteklenen veri transfer hızı nedir?
İnternet servislerinde olduğu gibi, kullanılan teknolojinin özelliğinden dolayı, GPRS/EDGE bazlı servislerde sabit ya da ortalama bir veri iletişim hızından bahsedilemez. İletişim hızınız, kullandığınız telefon veya mobil modem kartının terminal sınıfı, bulunduğunuz yer, veri trafik yoğunluğu ve erişmek istediğiniz veri ağının bağlantı yoğunluğu gibi etkenlere bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. Ancak EDGE ile veri iletişim hızı GPRS’e göre ortalama 3 kat yüksektir. Piyasada bulunabilen Class10 ve Class12 tipi EDGE uyumlu telefon veya mobil modem kartlarında erişilebilecek en yüksek iletişim hızı 236.8 Kbps'dir (saniyede 29.6 KB).
Bilgisayardan Internet için tavsiye edilen internet paketleri:
Faturalı hat sahibi kullanıcılar, günlük kullanımı ve aylık paketi, Hazır kart kullanıcıları ise günlük kullanımı ve haftalık paketi satın alabilmektedir. Detaylı bilgi için;


Teşekkür Ederim...
Çetin Poyraz ALPER ~çpa~

orient ekspres-şark ekspres

Tarihin gördüğü en lüks uzun yolcu treni olan Orient Ekspres 1883 yılınca bir Fransız demiryolu şirketi tarafından yürürlüğe koyulmuş. Her türlü lükse sahip bu trenin yolcuları da kendi gibi kayda değer kişilerdi: kraliyet soyundan gelenler, aristokratlar, diplomatlar, milyonerler, ve zamanın ünlü figürleri.
Paris'ten kalkan trenimiz önce Münih, sonra Viyana, Sofya ve son olarak İstanbul Sirkeci İstasyon'na hareket eder. Seyahati işkenceden zevkli ve lüks bir macereya dönüştüren bu trende dünyaca ünlü Ritz otelinin de katkısı büyüktür. Akşamları yemek salonunda özel şefler tarafından hazırlanan yemeklere pahalı şaraplar eşlik ediyor. Akşamüstü içkinizi yudumlarken Avrupa'nın el değmemiş manzaralarını da izleme fırsatı buluyorsunuz. Üzerine tarih ve romantizm kokusu sinmiş bu trenin adı lüks ve rahatlıkla özdeşleşmiştir.

Binsekizyüzlü yılların sonu olduğu için o zamanın en hızlı trenidir fakat 1930'lara doğru popülaritesi azalır. İnsanlar artık çok para verip yavaş bir şekilde değil, hızlı ve ucuz bir şekilde seyahat etmeye başlarlar ve bir devir böylece kapanır. İkinci dünya savaşının başlamasıyla birlikte Orient Ekspres yeterli ilgiyi görmez ve kullanımdan kaldırılır. 1980'lerde tekrar raylarla buluşsa da eski günlerine kavuşamaz ve ebediyen tarihte unutulmaz yerini alır. Tarihin gördüğü en lüks ve konforlu seyahat araçlarından biri olan Orient Ekspres son olarak nostaljik bir tur için 1998'de İstanbul'da kısa bir gezi yapar ve son yolcularına romantizmi ve seyahstte özlediğimiz rahatlığı yaşatır.
Agatha Christie romanlarına (Murder on the Orient Express) ve onlarca filme konu olan bu tren dünyada keyifli ve lüks seyahat etmenin sembolü haline gelmiştir. Kim bilir, belki bir gün tekrar yollarımız kesişir...

Bende diyorum ki; bu ekspesi tekrar canlandırabiliriz. Bu sefer Paris İstanbul değil sadece, Londra(Manş Tüneli-Paris-Münih-Viyana-Bükreş-Sofya-İstanbul(Marmaray)-Ankara ne dersiniz güzel olmaz mı?

Kaynak;Milliyet blog

Teşekkür Ederim...

Çetin Poyraz ALPER ~çpa~

2 Temmuz 2008 Çarşamba

Ankara'nın Taşlı Yolu2

Beni okuyan varsa Merhaba onlara; Sizleri seviyorum

Ankara'ya yerleştim gibi. Yurtta kalacaktım ama kısmet değilmiş mesayi saatlerine uymadı bende dedim ne olacak şimdi "çpa" dedim. Hesaplar tutmadı derken, gökten bir koç indi "Dur İbrahim Kurban edeceksen oğlunu değil bu koçu kurban et" dedi. Pardon bu başka hikaye...Şaka şaka
Şantiyede kalmaya başladım. İlk gecemi geçirdim. Sonra kalktım. Tetenoz aşısı dediler. Anne...Sonra 15. kat dedim ve baktım ki istikbal göklerde. Biraz korku biraz inatla olur dedik. Ya Allah...dedik...Şimdi de odama interneti ayarladım. İki gün interneten uzak kaldım gene yatırım şansımı kaybettim(para=fırsat). Ahh Altıncıklar, ahh Onslar. Su içtiyorum şimdi. EEhhhh Napim. Benden mi değerli...Neyse ya iyi geceler

Teşekkür Ederim...

Çetin Poyraz ALPER ~çpa~