17 Nisan 2008 Perşembe

10 Mayıs'ta Deccal korkusu Bıktık Şeytandan nereye kadar

6.666.666.666... 10 Mayıs'ta dünya nüfüsu bu olacak. Hristiyan alemi ise Deccal'in işareti üç kez tekrarlanıyor diye tedirgin.
Amerikan Nüfüs Bürosu'nun Uluslararası Program merkezi açıkladı: 10 Mayıs 2008'de dünya nüfüsü tam olarak 6 milyar 666 milyon, 666 bin 666 olacak. 6.666.6666.666'ncı dünyalının hangi ülkede doğacağının belirlenmesi mümkün değil. Ama 10 Mayıs günü saat 06.00'da bu rakama ulaşılması bekleniyor.
666 ŞEYTAN'IN RAKAMI Bu istatistiki açıklama ise bir anda tedirginlik yarattı. Hristiyan aleminin alimleri bu rakamdan hiç hoşlanmadı. Çünkü 666 "Şeytan'ın rakamı" ya da "Deccal'in işareti" olarak biliniyor.

Kaynak: Milliyet

Teşekkür Ederim...

Çetin Poyraz ALPER ~çpa~

16 Nisan 2008 Çarşamba

Eyvahhh Yandık!

13 yaşındaki bir Alman genci, NASA'nın dünyaya bir asteroidin çarpması ihtimaline ilişkin hesabını düzeltti.
13 yaşındaki bir Alman genci, ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi'nin (NASA), dünyaya bir asteroidin çarpması ihtimaline ilişkin hesabını düzeltti, NASA da hatasını kabul etti. Yerel bir Alman gazetesinin haberine göre, lise öğrencisi Nico Marquardt, Potsdam kentindeki astrofizik enstitüsünün teleskop gözlemlerinden yararlanarak, "Aphosis" adı verilen göktaşının dünyaya çarpma ihtimalinin 450'de 1 olduğunu hesapladı. Bu çarpışmaya 450 binde 1 ihtimal vermiş olan NASA yetkilileri de, genç dahinin haklı olduğunu Avrupa Uzay Ajansı aracılığıyla bildirdi. NASA da, Nico da, çarpışma halinde 320 metre çapında ve 200 milyar ton ağırlığında bir iridyum-demir topunun Atlas Okyanusu'na düşeceğini düşünüyor. Senaryo gerçekleşirse, çarpmanın etkisiyle meydana gelecek dev dalgalar kıyıları silip süpürecek, ayrıca atmosfere dağılan büyük miktardaki toz zerrecikleri de güneş ışınlarının bir kısmının yeryüzüne ulaşmasını bir süre engelleyecek. Nico'nun, NASA'nın hesap hatasını, bir yarışma kapsamında yaptığı ''Ölümcül Aphosis Asteroidi'' adlı çalışması sırasında bulduğu belirtildi. ''Aphosis'', yörüngesinde değişiklik olmazsa 13 Nisan 2029'da dünyanın yakınlarından geçecek. Yörüngede herhangi bir sebeple meydana gelebilecek sapma, çarpışmayı kaçınılmaz hale getirebilecek.
Kaynak: Milliyet

Teşekkür Ederim...,

Çetin Poyraz ALPER ~çpa~

15 Nisan 2008 Salı

Kaderin sırrı çözüldü

Kader gerçekten var mı? Yapmayı düşündüğümüz şeyleri beyin zaten önceden biliyor mu? Bilimadamlarının son yaptığı araştırma belki de çığır açacak nitelikte. Yapmayı düşündüğümüz şeyleri beynimiz zaten daha önceden biliyor mu? Kader kavramı bilimin açıklayabileceği bir olgu mu?

Dünyanın en saygın araştırma laboratuvarlarından İsveçteki Max Planc Enstitüsü'nde yapılan bir araştırma dünyada büyün yankı buldu. Araştırmada ibr insanın verdiği kararların beyin tarafından işin yapılamsından önce veya kararın gerçekten verilmesinden sonra 7saniye önce zaten bilindiği ortaya çıktı.

Bilimadamları deneklerin beynini MRI tekniğiyle taramaya başladı. Sonra da deneklere bir düğmeye basmaları istendi. Ancak düğmeye hangi elleriyle basacakları bilinmiyordu. Sonra da karar aşamasında beyin fonksiyonları incelendi.

Deneklerin daha karar vermeden 7 saniye önce beynin düğmeye sağ elle mi yoksa sol elle mi basacağına karar verdiği ortaya çıktı. Bu da özgür irade tartışmasını birkez daha gündeme getirdi.
Araştırmayı yürüten Prof.John Dylan Haynes, bu deneyin sadece sağ mı sol mu gibi basit kararlar yapılırken gerçekleştiğini daha büyük kararlar için ellerinde henüz bir veri olmadığını açıkladı bitirdi.

Kaynak: Vatan
Teşekkür Ederim...

Çetin Poyraz ALPER ~çpa~

7 Nisan 2008 Pazartesi

Türk Enerji Koridoru

Merhabalar, Ükemizin gündemini sürekli meşgul eden bu stratejik projeyi ele almak istedim ve birkaç seriler halinde yayınlamak istedim. Daha öncede Kerkük-Yumurtalık Petrol boru hattı ile ilgili Botaştan edindiğim bilgiyi sizlerle paylaşmıştım. Bugün ise kısadan kendi yorumumu yaparak ve birkaç seri halde ,ilerki günlerde yayınlayacağım "Türk Enerji Koridoru" adlı yazımın ilk bölümünü Petrolden başlayarak sizlere sunarım.
Türkiye enerji kolidoru yolunda ki politikasını son 30 yıldır sürdürmekte, son zamanlarda bu politaya daha bir öncelik verilmiştir. Adeta Türk dış politikasında ilk sıraları almıştır. Bu serüven öncelikte Kerkük-Yumurtalık Petrol boru hattıyla başlamıştır. Sonradan özellikle Türkiyenin enerji olarak dışa bağımlı olması kendisini bu yola itmekte önceliklidir. Türkiye bu yolla hem kendi ihtiyacı olan ham petrolü karşılayacak hemde dünyada stratejik bir konuma gelecektir. Ülkemizde artan petrol ihtiyacı ve geçmişteki petrol krizinde ki zorluklar Türkiye'nin bu politikaya yönelmesini nedenlerindendir.
Türkiye Kerkük- Yumurtalık Petrol boru hattı ile başlayan bu gelişme, sonra ki dönemlerde özellikle Sovyet Rusya'nın dağılmasından sonra Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru hattını ortaya çıkarmıştır. Bu hat günümüzde inşa edilmiş ve petrol sevkiyatına başlamıştır. Bu hatta daha da geliştirilerek Hazar gölünün altından geçerek Orta Asyadaki zengin petrol rezervlerine ulaşılmak istenmektedir. Böylece tarihi İpek Yolu yeniden canlanacağı planlanmaktadır.
Samsun-Yumurtalık Petrol boru hattı ise harita üzerinde de gördüğünüz gibi plan aşamasındadır. Bu hattın amacı boğazlardan geçen petrol tankerlerinin tehlikesini azaltmak ve olası kazaları önlemek için bu proje geliştirilmiştir. Gerçekleştirildiği taktirde Samsun'a tankerlerle getirilen ham petrol Ceyhan'a ponpalanarak, Ceyhan terminaline gelen tankerlerine aktarılarak boğazlardaki gemi trafiği azalaltılması planlanmaktadır.
Teşekkür Ederim...

Çetin Poyraz ALPER ~çpa~

6 Nisan 2008 Pazar

Kerkük-Yumurtalık Petrol Boru Hattı

Resim 1: Ceyhan Terminali
Irak-Türkiye Ham Petrol Boru Hattı 27 Ağustos 1973 tarihinde, Türkiye Cumhuriyeti ile Irak Cumhuriyeti Hükümetleri arasında imzalanan Ham Petrol Boru Hattı Anlaşması çerçevesinde Irak’ın Kerkük ve diğer üretim sahalarında üretilen ham petrolün Ceyhan (Yumurtalık) Deniz Terminaline ulaştırılması amacıyla inşaa edilmiştir. 40 çapında, 986 km. uzunluğundaki ilk hat 1976 yılında işletmeye alınmış ve ilk tanker yüklemesi 25 Mayıs 1977 tarihinde gerçekleştirilmiştir.
Boru hattının kapasitesinin artırılması amacıyla geliştirilen projeler;

-Birinci Tevsii Projesi: 1983 yılında başlanan inşaat çalışmaları, 1984 yılında tamamlanmıştır. Böylelikle, başlangıç kapasitesi 35 Milyon tondan 46.5 Milyon ton’a yükselmiştir.
-İkinci Boru Hattı Projesi: Birinci boru hattına paralel olan ve inşaat çalışmaları 1985 yılında başlayan ikinci boru hattı 1987 yılında tamamlanmıştır. 46” çapındaki bu hat ile yıllık taşıma kapasitesi 70.9 Milyon ton’a yükseltilmiştir.

BOTAŞ, hattın Türk topraklarında kalan kısmının mülkiyetine sahip olup, bu kısmın işletilmesi, kontrolü, bakım ve onarımını da üstlenmiştir. Irak-Türkiye Ham Petrol Boru Hattı’nın, Irak ve Türkiye bölümlerinin uzunlukları ayrı ayrı aşağıda verilmiştir.
Boru hattının işletimi, etkin bir telekomünikasyon sistemi ile sağlanmaktadır. Bu sistem sayesinde boru hattı işletmesi, Irak ve Türkiye’deki ana kontrol merkezlerinden otomatik olarak kontrol edilmektedir.

Ham Petrol Boru Hattı Sisteminin Türkiye sınırları içinde kalan kısmında; 6 adet pompa istasyonu, (Silopi, İdil, Midyat, Viranşehir, Araban ve Pazarcık) 1 adet pig istasyonu (Bahçe) vardır. Ceyhan Terminali’nde herbiri 135.000 m3 kapasiteli 12 adet depolama tankı, 10.000 m3 kapasiteli 1 adet relief tankı, 3.000 m3 kapasiteli su tankı, 1 adet 10 m3’lük slop tankı, 1 adet 3000 m3 kapasiteli slop tankı ile toplam 95.000 m3 kapasiteli 3 adet safra suyu tankı mevcuttur. Ceyhan’da 15.000-300.000 DWT’lik 4 adet tankerin yanaşabileceği 1.950 m. uzunluğunda iskele üzerinde, toplam 144 m3 kapasiteli 4 adet iskele slop tankı ile 75 m3 kapasiteli 2 adet surge tankı bulunmaktadır. Ayrıca terminalde iskeleye yanaşan tankerlere hizmet verebilmek amacıyla romorkörler, palamar ve pilot botları mevcuttur.

Resim 2: 1997-2001 yılları arası petrol taşıma (Milyon Ton)

Birleşmiş Milletler’in Irak’a uyguladığı ambargo ile Ağustos 1990’da işletmeye kapatılan Irak-Türkiye Ham Petrol Boru Hattı, BM’in 14 Nisan 1995 tarih ve 986 sayılı kararı ile sınırlı petrol sevkiyatı için 16 Aralık 1996 tarihinde, tekrar işletmeye alınmış olup, altışar aylık dönemler itibariyle, petrol sevkiyatı devam etmektedir.

Birleşmiş Milletler tarafından Irak’a verilen izinler doğrultusunda 2001 yılında Irak-Türkiye Ham Petrol Boru Hattı ile taşınan ham petrol miktarı 31.280.690 Ton (230.853.656 Varil)’dur. Aralık 1996’dan Aralık 2001 sonuna kadar da toplam 167.358.488 Ton (1.239.620.851 Varil) taşıma gerçekleştirilmiştir.

Kaynak;
http://www.botas.gov.tr/

Teşekkür Ederim...

Çetin Poyraz ALPER ~çpa~

T.C. Kimlik Numarası ile Adres Bullun

Yandık ki ne yandık artık e-devlet tamamen devreye girdi çok güzel ama bizi tanıyan tc numaramızı http://tckimlik.nvi.gov.tr/Web/QueryIdentityNumber.aspx buradan öğrenen herkes artık her an kapımızı çalabilir. Aslında bu tc numarası ile adres öğrenme işini sadece emliyet güçleri kısacası devletin elinde olmalı sıradan her insanın bunu kullanması süpriz olaylara sebep olabilir. Düşünsenize insanın dostu var düşmanı var. Ancak bu haberle ilgili şu var ki bu programın temeli http://ysk.gov.tr/ysk/index.html dayanıyor yani ben yüksek seçim kurumunun énerede oy kullanacağım" adlı veri sistemini kaynak ediyor. Bu durumda ben evimden taşınalı 7 ay kadar oldu ama halen eski adresim görünüyor. Yani Halk oylaması için oyumu kullanacağım okulu gösteriyor. Kan davaları olanlar korkmalarına gerek yok.Ama şunu diyebiliri ki sosyal bir devlet olmak istiyoruz neden devletimiz bizi bu kadar açık hale getiriyor. Seçim zamanı olamadığı halde neden halen ysk ın resmi sitesinde bu bilgilere halen rahat bir şekilde başkaları ulaşiabilsin. Bilemiyorum...
Aşağıda ki haberde bu bilgiden daha geniş olarak yararlanabilirsiniz.
resim: ysk resmi sitesinden

Karadeniz Teknik Üniversitesi Mühendislik Bölümü öğrencisi Buğra Ayan'ın hazırladığı ''T.C. Kimlik No Yaz Adres Bul'' isimli programın T.C. Kimlik numarasından kişinin adresini bulabiliyor.

Program internet üzerinden ücretsiz temin edilebiliyor.
İndirdiğiniz kurulum dosyasını çalıştırıp programı bilgisayarınıza kurduktan sonra kişinin T.C. kimlik numarasını ilgili bölüme yazarak o kişinin adres bilgilerine ulaşma imkânı verdiği öne sürülen programın ne kadar doğru sonuç verdiği bilinmiyor.
Ancak alacaklarını tahsil etmek isteyen ancak borçlu tarafa ulaşamayan birçok kişinin bu programı denediği ve programın internet üzerinden 5 binin üzerinde kişi tarafından indirildiği bildirildi.
Program, T.C kimlik no bilgilerini Yüksek Seçim Kurulu'nun bilgi bankası üzerinde aratarak adres bilgilerine ulaşıyor.
Program açıldığında karşınıza iki boş kutu çıkacak. Bunlardan üsttekine güvenlik kodu, alttakine istediğiniz T.C Kimlik No.'sunu girmeniz halinde bu kişinin oy vereceği, dolayısıyla bulunduğu mahallenin bilgilerini verir. 18 yaşından küçükler ve seçmen kaydı olmayanlarda çalışmaz. Program tamamen ücretsizdir"
Daha önceden Google Adsense'le finanse edilen program şu an herhangi bir reklam ya da spam içermiyor.

Kaynak;
cnnturk.com


Teşekkür Ederim...


Çetin Poyraz ALPER ~çpa~

4 Nisan 2008 Cuma



Almanya, 'Osmanlı bizim Hindistanımız olsun' diyordu. İngilizlerle Almanlar arasındaki rekabet neticede kavgaya dönüşmüştü. Osmanlı'nın son yüzyılı gerilim filmlerine taş çıkartır şekilde geçti. Şurası açık ki, imparatorluk çözülmüş, dağılma sürecine girmişti, ayakta kalmasını sağlayan, büyük güçler arasındaki paylaşım çekişmesiydi...
1854 yılında Kırım Savaşı'yla borçlanma süreci başlayan imparatorluk bu konuda öylesine bilgisizdi ki Babıali'nin eline 'kredi işlemine aracılık hizmeti bedeli' dolayısıyla borçlandığı paranın ancak yarısı geçiyordu. Sürecin devamında alınan her yeni kredide paranın bir bölümü eski borçların ödenmesi ve faizler için kesilmeye, dolayısıyla Osmanlı Devleti'nin eline neredeyse hiç para gelmemeye başladı.

Berlin Kongresi
II. Abdülhamidin Bagdat Demiryolu Projesi, dünya çapinda basli basina bir hâdise teskil etmektedir. Bilindigi üzere Orta Asyadan beri Dogu'yu Bati'ya baglayan en önemli ticaret yollarindan biri ve baslicasi "Ipek Yolu" ve "Güneydogu Yolu" denen ve Cebelitarik'tan Afrika sahillerini katettikten sonra Ümit Burnu'ndan dolasarak Hindistan'a giden yol güzergâhidir.
Türkiye üzerinden ve Bagdat-Musul istikâmetinden Medine'ye varacak demiryolu güzergâhi ucuz ve rahat bir ulasim imkâni saglayacagi gibi, ticari hareketi artinci yeralti ve yerüstü zenginliklerinden istifade imkânini gelistirecekti. Bir yandan Musul-Bagdat-Medine fevkalâde imkânlarla merkeze baglanirken öte yandan Musul ve Suriye üzerinden Iran ve Pakistan'a ayrilacak hat. Orta Asya'ya kadar ulasma firsati temin edecektiİstanbul-Basra arasinda yaklasik 4 bin km'yi bulan bu proje o zamana kadar gerceklestirilen hemen bütün hatlardan daha büyük ve kapsamlidir. Chicago'dan Los Angeles'a giden Santa Fe hattindan (ki bu hat o tarihte 2246 km idi) ve Omaha'dan San Fransisco'ya giden Union Pasific Demiryolu'ndan daha uzundu.

PROJENİN GAYESİ
II. Abdülhamid düsmanlarinin devamli ileri sürdükleri gibi bu projenin amaci halife lehine puan toplamak degildir. Bu projenin teknolojik, sanayi, ticari ve ulasim yönünden askeri ve stratejik açidan sayisiz faydasi vardir. Bundan dolayi hatiralarinda "Hicaz"

MALİYETİ
Bahsedildigi kadar önemli ve uzun demiryolunun en çetin problemi o gün için devlete yükledigi agir mali yüktü. Ama sultanin dehasi onun da çaresini bulmustu. Müslümanlar arasi dayanismayi saglayacakti. Ama bu muazzam projenin onlara geregi gibi anlatilmasi icap ediyordu. Sultan, plânini 1900 yilinda açiklayinca gerekli paranin temini yollari arandi. Herkes fedakârlik edecekti.


İNŞAAT BAŞLIYOR
1898 Bütün bu hengâmenin ardından 1898'de inşaatı başlayan Bağdat Demiryolu'nun işletme imtiyazı sözleşmesi 1902 yılında hattın açılışıyla yürürlüğe girdi. Almanya bundan önce Haydarpaşa Liman inşaat ve işletmesini de üstlenmiş, Bağdat Vilayeti çevresinde demiryolu inşa işini almıştı. Petrol bölgesindeki yarışın ilk raundunu kaybeden İngiltere için Arap aşiretlerini İstanbul'a karşı kışkırtmaktan başka çare kalmıyordu. Nitekim Lord Gurzon hattın Kuveyt'e uzanmasını engelledi. Alman subaylar Kuveyt'te güzergâh tespiti için gittiklerinde bölge halen Osmanlı toprağı olmasına rağmen Araplar İngiltere'yle yaptıkları anlaşmayı gerekçe göstererek mühendislik çalışmasına izin vermediler.


FAYDALARI
Bagdat Demiryollari için 1905 senesine kadar 205.456.975 kurus 29 para gelir saglandi ve 36.267.023 kurus 36 para gider kaydedildigi ifade edilmektedir.. (Bu miktarlarin günümüze göre degerleri hesaplanmalidir).
1907 tarihli Beyrut Salnamesi'ne göre toplam gelir 323.990.508 kurus 7 para ve toplam gider 143.162.576 kurustur.
Böylece net gelirin 180.827.931 kuru? 84 para oldugu anlasilmaktadir. Demiryollari sebebiyle Bati'ya olan ihracatimizin da arttigi bir vakiadir. 1888'de Almanya'ya yapilan ihracatimizm 2 milyon 300 bin mark'tan 1893'de bes yil içinde %700 oraninda artarak 16 Milyon 500 bin marka ulasmistir. 20. yüzylla girerken bu ihracat 28 milyon 900 bin mark ile rekor seviyeye çikiyordu.
Bagdat Demiryolu Projesi binlerce yerlesim yerini gelistirdi. Nüfuslann artmasina vesile oldu. Bagdat Demiryollannda kalan ray ve traversleri getirenlere Ingilizlerin agirliginca altin vaat ettikleri filmlere konu olmustur. Bugün geriye kalan Medine-i Münevvere bahçelerinde korkuluk olarak kullanilan ray parçalari, Ambariye Köprüsü Medine Istasyonu camisi ile kömürlü lokomotif ve ahsap vagonlardir.
Bütün dünya Müslümanlarinin zengini ve fakiri ile imkânin ölçüsünde destekledikleri hat umulanin üstünde bir performansla kisa sürede bitirildi.


Kaynak;
http://www.radikal.com.tr/ /25.03.2005,
http://www.enfal.de/ /Ali Askin' in Ulu Hakan Yazısı
Teşekkür Ederim...

Çetin Poyraz ALPER ~çpa~

1 Nisan 2008 Salı

Ahh Ben Ahh

Bugün kapalı bir mekanda ben burada ne yapıyorum dedim müsade istedim ve kendimi dışarı attım. Eskişehirde güneş varken yağmur yağmasını merak ettim ve kendimi adalardarda buldum sonuna kadar gittim ve onu gördüm. Yanında bir arkadaşı vardı. Ama yanından geçerken bana gözleri ile baktı. Sonra gözleri önüne çevirdi. Bir ara takim ettim ama yapamadım, ben ona diyemedim. Ne var arkadaşı varsa bir gün arkadaşı var dersin , bir gün okulda olmaz. Bahane değil çpa bunlar. Tek olsa bakalım ne yapacaksın. Öleyazacam ne olacak. Ama bugün şunu anladım aşk mı paramı sorusunu soranlara şunu demek isterdim. Yerimde olmadan anlayamazsınız...