31 Mart 2008 Pazartesi

Varlığımız!

Merhabalar;
Uzun zaman oldu buraya bir şeyler yazmayalı... Yatmadan önce aklıma geldi ve aslında ben bu yazıyı 25 mart gecesi yayınlamak istiyordum. Şimdi kelimeleri bir araya getirip cümle kurabiliyorum.
Geçenlerde benim doğum günümdü. 21 den 22 ye girdim.
Küçükken okuduğum daha 13 yaşındayken, babamın bana ve Feyyaz'a aldığı ansiklopedi seti vardı. İki setti ve bunlardan biri bilim teknik ansiklopedisiydi. Orada yazan bir bilgiyi sizinle paylaşmak istiyorum. Ergenlik dönemi ve dönemde ki sırası ile gerçekleşen fiziksel ve ruhsal değişimlerden bahsediyordu. Bilim kitabı mı pikoloji kitabımı anlayamadım. Ergenlik dönemini yaşlara göre üçe ayırmıştı. Bunlardan birincisi 13-15 yaş aralığı fiziksel değişmelerin başladığı bıyığımızın terlediği giriş dönemi, İkincisi 15-18 yaş aralığı gençliğin doruğu ve hataların en çok yapıldığı dönem, Üçüncüsü ise18-21 yaş aralığı gençliğin artık bittiği çocukluğun yerini mantığın aldığı dönem bu son dönemin üzerinde durmak istiyorum. Ben bu üçüncü dönemin sonuna geldim daha doğrusu ergenlik döneminin sonuna geldim. Kötü bişe değil bu...Uzunca anlatmak gerekirse;
Doğum günüm 25 Marttı ve 2005 25 martın üzerinden çok şey geçti ve geçen 3 yıl içinde hayatımda çok şey değişti. Bazende düşünüyomda hayatımda olan herşey yerinde ve zamanında oluyor. Ne kadar o zaman ki durumdan şikayetçi olsamda şu anda geriye baktığımda Tanrıya inancım bir kez daha artıyo ve ona teşekkür edemeden duramıyorum. Evet 3 yıl neler yaşadım ve özellikle 2005 te ve bana nelere mal olduğu ama herşeye rağmen ayaktayım ve iyiki annem var iyiki babam var iyiki Feyyazım var, iyiki dostlarım var. Ben onlarım sayesinde bunu atlattım. Bu boşluk dönemini onların kurduğu köprülerle geçtim. Bugün aynaya baktığımda 3 yıl önceki yüzümle bugünkü yüzüm arasında pek fark göremiyorum. Sadece arada üç kez gözlük değiştirdim. O kadar diyebiliyorum kendime. Ben kapitelisçe olacak ama "çözüm ne pahasına olursa olsun çözülmeli" bunu artık kafama iyice yerleştirdim. Ben bir kaç ay önce kendimde küçük değişiklikler yaptım. Sonucu ne olursa olsun bunu yaptım, yapabildim.
Aslında daha önce böyle bir yazıyı taslak olarak kaydettim. Yayınlayacaktım ama doğum günümden sonra yayınlamayı uygun gördüm.
Kendi yarattığım ~çpa~ karetrerini çok seviyorum kendimi sevdiğim kadar ailemi ve dostlarımıda. Her zaman ve daima dostlarım soldan sağa var olacakları için çok memnunum.
Ergenlik dönemim bitti ne güzel yuppiiiii. Büyüdüm artık şunu anladım ,bir hata yaptığımda artık kendimden sorumluyum. Arkamda artık beni savunacak bir ailem yok. Aslında var ama ben onlar var diye onlara güvenip hata yapamam. Eskiden öle idi neyse. Büyümek nedir sizce biliyo musun? Bir şeyi iki kere düşünmektir. Gerçekten de öle. Çocuk değilim artık yaptığım ve yapacaklarımdan sadece ben sorumlu olacağım. Artık baba olacam bundan güzel şey olur mu?
Ben işte buna varlığımız diyorum.
Varlığımız ile ilgili yazılarım seriler ve diziler halinde devam edecektir...

Teşekkür Ederim...

Çetin Poyraz ALPER ~çpa~

Uzun Gelin!

Nouadhibou Zouerat hattında seyreden tren şu anda dünyanın "en uzun treni" ünvanını elinde bulundurmakta. 3 km uzunluğunda olan bu tren binlerce ton ağırlığındaki ezilmiş kaya parçalarını taşımakta kullanılıyor. Trenin ön kısmında 3 veya 4 tane 3300V dizel motora sahip lokomotif olmakla birlikte, herbiri 84 tona kadar demir cevheri taşıyabilen 200 tane vagon bulunmakta. Yılda ortalama 16.6 milyar ton malzeme taşınıyor.Kaynak

Kaynak;

www.bildirgec.com

Teşekkür Ederim...


Çetin Poyraz ALPER ~çpa~