Çetin Poyraz ALPER ~çpa~
30 Ocak 2008 Çarşamba
2009'da elektronik kimlik kartlarımız geliyor...
Çetin Poyraz ALPER ~çpa~
SARI ÖKÜZ
"keşke türban üniversiteye siyasi simge olarak sokulurken sessiz kalmasaydık" derdik
o zaman daha anlamlı olurdu.
Bu hikayeyi şimdi İran ve Malezya'ya gönderelim, onlar daha iyi anlarlar.
Biz de onlar gibi yaşamadan anlamayacağız galiba.
Çetin Poyraz ALPER ~çpa~
28 Ocak 2008 Pazartesi
TOROS TÜNELLERİ ve HACIKIRI KÖPRÜSÜ
Ben bu tarihi araştırırken sanki o zamanı yaşadım..Ve şimdi Sizinle o zaman bir yolculuk yapalım ve yavaş yavaş zamanı geri alıyoruz..... 1880 yıllarında Rusya, İngiltere, Fransa, İtalya gibi büyük devletlerin dünyada hükümdarlık kurdugu bir zamanda, demiryoluna verdikleri önem çok büyüktü. Çünkü devir sanayi devri devir sömürgecilik devriydi. Demiryolların yolcu taşımacılığından çok askeri ve ticari önemi vardı. Ve 20yy başlarında bütün Avrupa devletleri Petrolün önemini anlamaktaydı ve petrolü ellerine geçirmek için her türlü güçlerini kullanmaktaydılar. Bu ülkelerin pertol kaynaklarına sahip olması Almanya devletini cok zor durumda bırakacagını düşünmekteydi. Çünkü Almanya sömürgecilik ve pazar kapma yarışına ancak ve ancak 1870 yılında tamamladıkları siyasi birlikten sonra başladılar. İngilizlerin egemenliklerini devam ettirdigikleri Kızıldeniz üzerinden Arap bölgesine geciş saglıyamadıkları gibi bu yollada arap ülkesine ulaşmayı planmaktadır. 2. Wilheim ,derhal Osmanlı Padişahı 2.Abdülhamit ile temesa gecer. Demiryolları inşaatı 1888 yılında II. Abdulhamit ile Alman İmparatoru Kaiser Willhem tarafından imzalanan sözleşmeyle başladı.Almanlar Arap ülkelerindeki petrol kaynaklarına ulaşmayı planlarken Osmanlılar Arap Ülkesi topraklarında zor durumda kalan asker ve mühimmat nakliyesine öncelik verir. İstanbul Bagdat - Hicaz demiryolu İnşaatının en zor olan Toros daglarına Yönelirler Alman İmparatorlugu 2. Wilheim nin talimat vererek Devlet bankası Deutehe Bank Finas destegini hemen acıklar. O zamanlar Avrupanın en büyük inşaat firması olan Philipp Holzmann bu bölgeye giderek incelemelerde bulunurlar.
BELEMEDİK ; Belemedik köyünün ismi; köyün kurulu olduğu yerde demir yolu tünelleri yapılırken iki yandan delme işine başlanmış fakat aynı noktada birleşilememiş, bu noktada işçiler "eyvah bilemedik" demişler. Böylelikle Almanlar buraya Belemedik adını vermişler yukarıda bahsettigim gibi ilk elektrikde burda yanmaya başlamıştır; köyün konumu: Belemedik köyünün doğusunda Ebecik, batısında Dutlum oluk, güneyinde Toros dağlarının etekleri ve Toros vadisi, kuzeyinde yine Toros vadileri ve ortasından Çakıt çayı geçmektedir. Belemedik köyü 700 rakımlı olup, ilçemize uzaklığı 9 km.dir. Köyün Adana'ya uzaklığı ise 80 km.dir. Rakımı: 700 metredir.
Almanların söyledigi gibi Torosların kalbine giden yolun yemyeşil doğasına ayran kaldıkları tapiyat tutkusuyla tünel inşatlarına başlamıştılar.Bu tünellerin delinmesinde kulanılan esirler bile olmuştur bu esirler ;ADANA - Müttefik kuvvetlerin Çanakkale boğazına ilk giren denizaltısı AE2,25 Nisan 1915'te Çanakkale boğazına giren, 30 Nisan'da Ali Rıza Bey idaresindeki Sultanhisar hücumbotu tarafından batırılan Avustralya birliklerine ait AE2 denizaltısı içindeki 32 mürettebatın tamamı Türk askerleri tarafından kurtarılmış. Esir alınan Anzaklar İstanbul'a, oradan Afyonkarahisar ve Almanlar tarafından Bağdat-Hicaz demir yolu kapsamında yaptırılan Adana Belemedik'teki tren istasyonunda tünelleri kazmakla görevlendirilmiş. Almanlar Büyük gayretler içinde Anzaklı eserler Almanlar Ve Ermenilerle birlikde büyük bir emek ve güçle tünelleri açmaya başlamışlardı öncelikle tünel çevresinde şantiyelere kurarak tünellere daha cabuk müdahale ve emniyetini saglamak için bir çok noktaya şantiyeler kurmuşlardır Bu şantiyelerde Alman mühendisler ve Alman üst düzey yöneticiler emir komuta zinciri içinde uzun uzun artı sıra tünelleri açmaya devam ediyorlardı. 1900 'lü yıların başında başlayan TOROS TÜNELLERİ inşaatı öte yandan Türk ve Alman işçilerin çalıştıdığı ve uğruna öldükleri İstanbul Bagdat Hicaz demiryolu İnşatı tarihinde Belemedikde önemli bir yer tutar.
Demiryolları inşaatı 1888 yılında II. Abdulhamit ile Alman İmparatoru Kaiser Willhem tarafından imzalanan sözleşmeyle başladı ve 1905 yılında Belemedik'e büyük bir şantiye kuruldu. Projeyle, Osmanlı'nın asker, eşya ve yolcu taşıması, Almanların da ihtiyaç duyduğu petrol kaynaklarına ulaşması planlanmıştı. Tren hattının en önemli ve zor geçiş noktası olan Belemedik-Hacıkırı arasında, 1905 yılında Almanlar tarafından 12 kilometre uzunluğunda, 22 tünel açıldı. 20 yıl süren bu tünellerin acılması sonucu Bugün ki halini almışdır
Alman imparatorlugun Toros tünelerin zorluklarını aştıkdan sonra kolay olarak olmuyan bir İnşaata daha imza atmışlardı daha önce köprü ayaklarını inşaa ettikleri fakat trenlerin virajı alamaması nedniyle iki dagın arasına bir köprü yapma kararı alıyorlar
Eski köprü;
Almanlar tarafından 1905 yılında, 200 metre uzunluğunda, 100 metre yüksekliğinde inşa edilen demir yolu köprüsü virajlı olması ve heybetli görünümü ile dünyanın en değerli yapıtları arasında gösteriliyor. Çukurova'nın Anadolu'ya açılmasını sağlayan , Adana'nın Karaisalı ilçesindeki Hacıkırı Köprüsü, bir mühendislik şaheseri olarak, bir asırı devirmesine rağmen sağlamlığıyla, devasa oluşuyla dikkatleri çekerek, görenleri şaşırtıyor.
Bağdat Demiryolu için hayati önem taşıyan Toros tünellerini inşa eden Alman mühendisler 1905 yılında Adana yakınlarındaki Belemedik'e şantiye kurdu. Şantiyeyle birlikte hastane, okul, kilise yaptılar. Ama Alman mühendislerden geriye kalan en görkemli yapı, 100 yılın sıcağına, soğuğuna, depremine bana mısın demeyen Hacıkırı Demiryolu Köprüsü oldu. 200 metre uzunluğunda, 100 metre yükseklikteki köprü, 100 yılın depremlerine ve zor koşullarına rağmen ayakta kaldı. Trenlerin 'aşılmaz' denilen Toros Dağları'nın arasından geçip gitmesini sağlayan ve 'bir mühendislik harikası' olarak nitelendirilen köprü, kuruluşunun 100'üncü yılında Çukurova'da turizme kazandırılmak isteniyor.
Daha Ayrıntılı Bilgi İçin;
http://www.railsimturkiye.com/forum/viewtopic.php?t=1078
Teşekkür Ederim...
Çetin Poyraz ALPER ~çpa~
26 Ocak 2008 Cumartesi
24 Ocak 2008 Perşembe
HARAN'A SU GELİYOR
Medeniyetlerin ortak dili;Şarap
RENKLERİNE GÖRE ŞARAP ÇEŞİTLERİ
Pembe Şaraplar: Bu tür şaraplar ya kırmızı ve beyaz şarapların belirli oranlarda birbirlerine karıştırılarak veya siyah üzümlerden çok az renk maddeleri şıraya geçirilerek elde edilir.
Tıbbi Şaraplar: başta iştah ve öksürük şurubu olarak hazırlanmış bazı ilaçların ana maddesi olarak şarap kullanılmaktadır.
Reçineli Şaraplar: Bazı ağaçlardan elde edilen doğal reçinelerin şarapta çözündürülmesi ile elde edilir. Yunanistan’da milli içki olarak kabul edilir.