26 Haziran 2008 Perşembe

Ankara'nın Taşlı Yolu...

Merhaba,
Bugün, bu gece saat 11 de Ankara yolcusuyum. Bu sefer gezmeye gitmiyorum. Mesleğim için gidiyorum. Benim için büyük birşey tıpkı Eskişehir'e Üniversite okumak için gittiğim gibi kariyerimdeki ince anlardan biri umarım Eskişehirdeki gibi şanslı olurum. Attığım her adım daha büyüğüne doğru götürüyor beni. Yeni insanlar, yeni bir yatak, yeni bir aşk dermişim keşke. Büyüdükçe korkuyorum. Çünkü cahil değilim.
Tarihlerden 30 Haziran 2008 sabah 06:30; Ankara'ya farklı bir amaç için ayak basacam ve böyle başlayacak öykümün bir başka satırı. Çocukluğumdan beri makinist olmak istedim. Ama kem gözler buna müsade vermedi. Ben de dedim, o zaman o yolları ben yaparım dedim. Onun için İnşaat mühendisi olmak gerekiyormuş. Bunun için önce madenci sonra yatay geçişle inşaatçı oldum. Adım adım sana yaklaşıyorum. Belki demiryoluna (trencilik diyorum ben) bu kadar önem verdiğim kadar karşı cinse önem versem çoktan bir kısmet bulurdum. 2009 yılı içersinde bir büyük demiryolu maketi yapmayı planlıyorum. Tüneli, köprüsü, virajı hepsi olacak. Aslında içinde küçük bir Haydarpaşası bile olabilir. Bak bi o zaman çok mutlu olurum ben kendimi biliyorum. Hadi bakalım kolay gele,
Sizleri seviyorum....
Kaynak;çpa
Çetin Poyraz ALPER

MEGA CONSTRUCCIONES-MARMARAY

Youtube ta gezerken Discovery'de yaklaşık bir yıl önce yayınlanan Mega Construcciones'de bizim Marmarayı anlatmışlar bende burada sizlerle paylaşim dedim. Belgeselin dili ne yazık ki Türkçe değil. Aradım bulamadım sadece biri televizyona kamera tutarak çekmiş demek başka bu konuda ilgilenen meslektaşımız yani mühendis kardeşimiz yok. Çok yazık. Marmaray'da görev yapan mühendislerin çoğu yabancı ve onlarda kendi havalarında gibi. Bizde sizlere "El Tunel de Marmaray" olarak sizlere sunarız.

Hazır olun Kamera, Ekşın, Motor....

Teşekkür Ederim...


Çetin Poyraz ALPER ~çpa~

Karadeniz Sahil Yolu

Haritayı daha ayrıntılı olarak;http://www.kgm.gov.tr/asps/projeler/ksy.jpg

Karadeniz bölgesi olumsuz coğrafi şartları nedeniyle uzun yıllar sağlıklı bir ulaşım altyapısına kavuşamamıştır. Bu durum bölgenin gelişimi de olumsuz etkilemiştir. Ekonomik gelişme ve kalkınma ile birlikte ülkemizde artan araç sayısı ve nüfusun sürekli hareket eden dinamik yapısı nedeniyle 1960”lı yıllardan itibaren bölgenin yola olan ihtiyacı daha da artmıştır. Uluslar arası alandaki gelişmeler de yolun önemini artırmıştır, Sarp sınır kapısının açılmasıyla birlikte karayoluyla yapılan taşımacıkta önemli bir artış olmuştur. Güzergahta 1960’da günlük trafik değerleri 180 ile 900 araç/gün arasında değişmekte iken bu sayı;

1970’ lerde 260 ile 3500 araç/güne
1980’lerde 530 ile 5900 araç/güne
1990’ların başında 1400 ile 8200 araç/güne
1997 ve 1998 yıllarında ise 1800 ile 20 000 araç/güne hatta bazı şehir geçişlerinde 30 bin, 40 bin araç/güne ulaşmıştır.
Bu rakam Samsun-Çarşamba şehir geçişinde 50 bine ulaşmaktadır.
Trabzon şehir geçişinde ise günlük trafik değeri 75 bin araç/güne ulaşmıştır.
Bu nedenler den dolayı bölgeyi kalkındırmak ve özellikle Gürcistanla bağlantı kurularak Orta Asya Türki Cumhuriyetleri ile bağlantı kurulması planlanmıştır.
Yaklaşık 4.2 milyar dolara mal olan 542 kilometrelik Karadeniz sahil yolunda, 27 kilometre uzunluğunda 263 adet köprü, 41 kilometre uzunluğunda 12 adet tek tüp tünel, 18.5 kilometre uzunluğunda 20 adet çift tüp tünel yer alıyor. Karadeniz sahil yolu, Samsun’dan Sarp’a kadar, 6 il, 63 ilçe, 17 bucak merkezi, 9 liman, 2 havaalanı ve bir çok yerleşim birimine hizmet verecek.

YOLUN SAĞLAYACAĞI EKONOMİK FAYDALAR
Yolun yapılmasıyla, yerleşimin yüzde 80’i sahil şeridinde yer alan Karadeniz bölgesindeki şehir geçişlerinde, şehirler arası trafik ile şehir içi trafiğin tecrit edilmesi sonucu sinyalizasyon sistemisin devre dışı kalmasıyla, taşıt işletme giderlerinden tasarruf edileceği belirtiliyor.Yol güzergahında kigeometrik ve üstyapı standardının yükselmesi, kesintisiz trafik akışı sağlayan çevre yollarının yapılarak mevcut Karadeniz Sahil Yolu’nun bölünmüş yol haline getirilmesi ile ülke ekonomisine 2007 yılı vergisiz fiyatlarıyla yıllık toplam 552 milyon 299 bin 112 YTL katkı sağlanacağı bildiriliyor.
Kaynak; Karayolları Genel Müdürlüğü, NTVMSNBC

Teşekkür Ederim...

Çetin Poyraz ALPER ~çpa~

ATA KULE

ATAKULE
Atakule Alışveriş Merkezi, Ankara'nın elit bölgesinde yer alan ve taşınmaz değerleri açısından en fazla kıymet artışı gerçekleşen Çankaya İlçesi'nin Cinnah Caddesi ile Çankaya Caddesi'nin kesiştiği , Zübeyde Hanım Meydanı'na cepheli konumdadır. (Çankaya Köşkü manzaralıdır.)
TARİHÇE
13 Ekim 1989 terihinde Ankara'nın başkent oluşunun 66. yıl dönemine denk gelen günde 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal tarafından açılışı yapılan Türkiye'nin ve Ankara'nın ilk Alışveriş Merkezi başkentte hizmet vermeye başlamıştır. Modern Alışveriş Merkezinin plan ve projesi Mimar Ragıp Buluç tarafından hazırlandı. Kutlutaş İnşaat Firması ile tamamı Türk Mühendis ve işçileri tarfından inşaa edilen çarşı temelleri 1987 yılında dönemin Başbakanı Turgut Özal tarafından atıldı. İsmi düzenlenen bi yarışma ile Ankara halkı tarafından verilmiştir. Mimari yapısı ve konumu itibariyle de önemli bir turizm merkezidir.
ÖZELLİKLER
Alışveriş Merkezi ve Kule olmak üzere iki ana bölümden oluşan tesiste;
Alışveriş Merkezi; Atrium çarşı niteliğinde inşa edilen ve tamamı alışveriş merkezi olarak faaliyet gösteren, sosyal ünite olarak nikah ve kokteyl salonu bulunan 5 katlı bölümdür.
Kule bölümü; 125 m yükseklikte inşa edilmiş betonarme taşıyıcı sistemli yapı özelliğinde, çıkış ve inişte şehir manzarasına hakim iki adet asansörle 87 m yükseklikte seyir terasına ulaşılmaktadır. Bu bölümün altında Cafe-Bar katı, üzerinde ise döner platformlu lokanta katı yer almaktadır. En üstte ise, kubbe altında kokteyl salonu bulunmaktadır.
Alışveriş Merkezi ve Kule de mevcut altyapı ve tesisata ilave olarak, yangın ihbar,gaz alarm, yangın söndürme, güvenlik kamera sistemi,klima , müzik ve dahili yayın, uydu anten ve yayın, panoramik asansörler merdivenler, parotoner ile havuz ve su gösterileri gibi tesisler yapıya güvenlik ve konfor artırıcı özellik kazandırmaktadır. Ayrıca ülkemizde ilk defa gerçekleştirilen döner platformlu lokanta ve seyir teraslı kule, teknolojik özelliği ile tesise anıtsal ve simgesel nitelik kazandırmaktadır. Binaya ait fiziksel veriler aşağıda belirtilmiştir.

İnşaat Tarzı : Betonarme Karkas
İnşaat Nizamı : Ayrık
Kat Adedi : Alışveriş Merkezi; 8 kat (5 bodrum+ zemin+ 2 Normal)
Kule Adedi : H 125 m. 4. kat (81-95 m arası)
Toplam İnşaat Alanı : 28.530 m2
Ticari Alan : 17.297 m2
Yapım Yılı : 1986-1987
Park Yeri : 2 katlı kapalı otopark

Bu ben oluyor, çpa
KONUM
Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık Konutları yakınında, Botanik Parkı üstünde, şehir manzarasına tamamen hakim olan Alışveriş Merkezi'nin çevresinde, çeşitli Büyükelçilik binaları ile konut ve işyeri amaçlı 4-6 katlı yapılar mevcuttur. Atakule Alışveriş Merkezi'ne Anıtsal nitelik kazandıran 125 metrelik Kule, döner platformu ile bir benzerinin bulunmayışı sebebiyle yapıyı kentin simgesi haline getirmektedir.

Kaynak; atakule.com
Teşekkür Ederim...

Çetin Poyraz ALPER ~çpa~

Türkiye İş Bankası

1924 yılının Temmuz ayında Bakanlar Kurulu'nu toplayan Mustafa Kemal, milli bir banka kurulması konusundaki arzusunu böyle dile getirmişti.

Kurtuluş Savaşı sona ermiş, Cumhuriyet ilan edilmişti. Şimdi, yeni Türkiye devletini, aşılması gereken ekonomik ve sosyal sorunlar bekliyordu. Bu dönemde tasarrufu teşvik ederek toplanacak fonlarla bütün ekonomik faaliyet kollarını finanse edebilecek, gerektiğinde çeşitli alanlarda sanayileşme hareketinin başlatılmasına kendi kaynaklarıyla katılabilecek milli bir kuruluşun doğması ve milli bankacılık sisteminin oluşturulması ihtiyacı derin bir şekilde hissediliyordu.

Atatürk'ün baldızı Vecihe Hanım, bir banka kurulması fikrinin nasıl doğduğunu bakın nasıl aktarıyor:

"Atatürk İzmir'deki evimizin selamlık kısmında özel odasında çalışırdı. Bakanlarla Atatürk sık sık çalışma odasında görüşürdü. Celal (Bayar) Bey de sık çağırdığı bakanlarındandı. Gene böyle bir gün, Celal Bey önce Atatürk ile, onun çalışma odasında görüştü, sonra da bizim yanımıza geldi. Biz, Latife ablam, ben ve babam selamlık bölümünde oturuyorduk. Bu sözünü ettiğim bina şimdi Özel Türk Koleji olarak faaliyette bulunmaktadır... Evet, bu binada babam ile Celal Bey arasında Atatürk'ün 250 bin lirasının nasıl değerlendirilmesi gerektiği üzerinde konuşuldu. Babam ihracat ve ithalatın yabancılar tarafından yapıldığını hatırlatarak bu işleri yapacak bir Türk şirketinin kurdurulmasını önerdi. Celal Bey de bankacılık işlerinin de yabancılar elinde olduğunu hatırlatarak, bir banka kurulmasının yararlı olacağını söyledi. Sonunda da görüş birliğine vardılar. Bugün gibi aklımda, güzel bir akşamüstü idi. Daha sonra Atatürk de çalışma odasından çıkıp yanımıza geldi." "Bankamızın Kurucuları (&): Uşşakizade Muammer Bey", İş Dergisi, Sayı 265 (Kasım 1988), s. 20.

Yeni bankaya bir ad konuyor...

Türkiye'nin ilk milli bankasının isim babasının kim olduğu konusunda iki farklı öykü var. Bunlardan biri Celal Bayar'a ait:

"Hasan Saka Maliye vekili idi. Bu ismi onlar buldu. Onlar İş Bankası dediler. Yani İş Bankası ismi benim değil." (İş Dergisi, Sayı 240, Ekim 1986, s. 3).
Diğerini ise Cemal Kutay yine Celal Bayar'ın ağzından aktarıyor:
"Nitekim ertesi günü Çankaya'da kayınpederi Muammer Bey'in yanında Celal Bey'e bir isim üzerinde arzusunu soruyor ve cevap beklemeden şöyle diyor: 'Siz bu kurulacak banka ile bakir sahalarda faaliyet gösterecek, iş yapacaksınız. O halde her şeyi ile Türk olacak bu bankaya Türkiye İş Bankası ismine ne dersiniz?'" (Kutay, "Türkiye İş Bankası Nasıl Kuruldu?", İş Dergisi, Sayı 334, s. 14)

Kuruluş

Cumhuriyet döneminin ilk ulusal bankası olan İş Bankası, Atatürk'ün direktifleriyle İzmir Birinci İktisat Kongresi'nde alınan kararlar doğrultusunda 26 Ağustos 1924 tarihinde kuruldu. İş Bankası ilk Genel Müdürü Celal Bayar'ın liderliğinde iki şube ve 37 personel ile hizmete başladı. Nominal sermayesi 1 milyon TL'ydi. Bu sermayenin fiilen ödenen 250 bin TL'lik bölümü ise bizzat Atatürk tarafından karşılanmıştı.

İlk kurucular, hissedarlar...

Bankamızın inşasının temel harcı niteliğinde olan 250 bin lirayı Atatürk koymuştu ama mütevazı bir bankanın kurulması için bile bu para yeterli değildi. Para bulmak için neler yapıldığını Celal Bayar şöyle anlatıyor:

"Sermaye bir milyondu. 250 bin lira hazırdı. O nispeten fazla para, dışardan on para yok. Müessis hissesi, bir hisse 1000 liraydı. Müessisler bulacağız ve meclis - i idareyi kuracağız. Hiç kimse yanaşmıyor. Diyorlar ki 'Ne kadar böyle bir işe girdiysek, hiçbirinin neticesi çıkmadı, bu da onların devamı'... Ecnebi bankalar nezdinde, Banque d'Athens var, İtalyanların bankaları var, Fransızların bankaları var. Onlar bizim Türklere, hatır için, Kızılay'a 1000 lira teberruda bulunur gibi, müessis hisselerini verdiler. Ben de şahsımı kullanarak, hatta Atatürk'ün nüfuzunu kullanarak 1000'er lirayı böyle topladım." (İş Dergisi, Sayı 240, Ekim 1986, s. 4).

Cesur bir girişim

Türkiye'de tüm bankacılık işlemlerini gerçekleştirmek, sınai gelişmeyi başlatmak, ulusal tasarrufları harekete geçirmek, temel ekonomik atılımları finanse etmek ve kredi ihtiyaçlarını karşılamak, yeni kurulan bir ülke için yaşamsal önemde etkinliklerdi.
I. Dünya Savaşı sonrasında dünyada pek çok alanda olduğu gibi finansal sektörde de hızlı gelişmeler kaydedilmiş, yeni teknolojiler, kriterler ve metotlar oluşturulmuştu. Ülkemiz bu yenilik ve gelişmelerden tümüyle yoksun olduğu gibi bu alanda çalışacak yetişmiş elemanımız da yoktu. İş Bankası dönemin bu zor ekonomik koşulları altında çalışmalarına başladı.
Bankamız, kurulduğu günden beri, amaçlarını gözden kaçırmadan sürekli güçlenerek büyüyen ender kurumlardan biri oldu; bu durum camiamızın gelmiş geçmiş tüm üyelerinin en büyük övünç kaynağı.

Ortaklık Yapısı:

Kuruluşundan beri halka açık bir şirket olan İş Bankası, bugün Munzam Sandığı aracılığı ile çalışanlarının ve emeklilerin % 41,5'ine ortak olduğu ve ülkemizde benzeri olmayan bir ortaklık yapısına sahip. Aralık 2006 itibarıyla İş Bankası ortaklık yapısı aşağıdaki gibidir.

*İş Bankası Munzam Sandık Vakfı: % 41,5
*Atatürk Hisseleri (Cumhuriyet Halk Partisi)*: % 28,1
*Halka açık pay: % 30,4

* Atatürk'ün vasiyeti çerçevesinde mülkiyeti Cumhuriyet Halk Partisi'ne ait olan söz konusu hisselere ilişkin temettü geliri, Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu'na bırakılmıştır.

Mayıs 1998'de T.C. Hazinesi'nin İş Bankası'ndaki % 12.3 oranındaki payı, başarılı bir halka arz işlemi ile yerli ve yabancı yatırımcılara sunuldu. Bu hisseler bugün İMKB'de ve Londra Borsası'nda işlem görüyor.

İş Bankası 2006 Aralık ayı sonundaki piyasa değeri 17.971.848 bin YTL.

İş Bankası'nın piyasa değeri, 2006 Aralık ayı sonu itibarıyla toplam 316 şirketin işlem gördüğü ve 230.037.678 bin YTL piyasa değerine sahip İMKB'nin % 7,81'ini oluşturuyor.

Kaynak: Türkiye İşbankası A.Ş.

Teşekkür Ederim...

Çetin Poyraz ALPER ~çpa~

VDSL2=TT Net=Türk Telekom

Türkiye, yeni nesil hızlı internet ile 1 Temmuzda tanışacak. İnternet hızının 8 kat artarak 4 megabitten 32 megabite çıkaracak VDSL2′nin (Very High Speed Digital Subscriber Line-Yüksek Hızlı Sayısal Abone Hattı) aylık ücreti 169 YTL olarak belirlendi.
Türk Telekom yetkililerinden edinilen bilgiye göre, VDSL2 teknolojisinin hizmete girmesi ile birlikte şu anda 4 megabit olan internet hızı 8 kat artarak 32 megabite çıkacak. Hızın artması ile kullanıcılar internet üzerinden film veya müzikleri daha kısa sürede indirebilecek, interaktif oyunlar daha hızlı oynanabilecek. VDSL2 ile birlikte IPTV’nin de altyapısı hazırlanmış olacak.
VDSL2′nin 32 megabitlik hızı ile 700 megabyte büyüklüğündeki bir filmin internetten indirilmesi sadece 4 dakika sürecek.

AYDA 169 YTL
VDSL2 için altyapısını geliştiren ve yenileyen Türk Telekom, çalışmalar kapsamında kablo ve kutu yenilemeleri de gerçekleştirdi.Türk Telekom VDSL2′yi İnternet Servis Sağlayıcıları aracılığıyla hizmete sunacak. İnternet kullanıcıları VDSL2′ye aylık 16 megabit için 129 YTL, 32 megabit için 169 YTL ödeyecek.

73 İLDE
İlk etapta VDSL2 hizmeti 73 ilde 450 lokasyonda verilecek. Talebe göre VDSL2 kapasitesini artırmayı hedefleyen Türk Telekom, VDSL2′yi 1 Temmuzda hizmete sokacak.
ADSL için kullanılan modemler VDSL2 için kullanılamayacak. İnternet servis sağlayıcıların bu nedenle kullanıcılara ücretsiz modem veren kampanyalar üzerinde çalıştıkları öğrenildi.
Türkiye, 32 megabit internet hızı ile Avrupa’da Almanya ve Fransa‘nın ardından, DSL ile en hızlı internet kullanan 3. ülke olacak.

Kaynak: Hürriyet

Teşekkür Ederim...

Çetin Poyraz ALPER ~çpa~

İnternette yeni dönem

İnternette alan adları kısıtlaması gevşetiliyor. Gelecek yıldan itibaren alan adlarında latin alfabesi dışındaki karakterler de kullanılabilecek.
Yeni uygulama kapsamında ".com, .org ya da .net" gibi uzantılar dışında da alan adları oluşturulabilecek.
Firmalar markalarını internet adresine dönüştürebilecek, bireyler de isterlerse kendi adları üzerinden, başka bir eşi olmayan alan adlarına sahip olabilecek.
Alan adlarında kullanılan karakterler konusundaki kısıtlamalara da yumuşama getirildi.
Arap ve Asya alfabelerindeki karakterler bundan böyle alan adlarında kullanılabilecek.
Kaynak:
cnnturk

Teşekkür Ederim...

Çetin Poyraz ALPER ~çpa~

İstanbul'un İlk Gerdanı

Avrupa ve Asya kıtalarını ayıran İstanbul Boğazı'ndan karşıdan karşıya geçişi sağlayan ilk köprü. Ortaköy ile Beylerbeyi arasındadır. 29 Ekim 1973'te zamanın cumhurbaşkanı Fahri Korutürk tarafından hizmete açılmıştır.
Boğaziçi Köprüsü'nün yapımına 1970 yılında başlandı ve 29 Ekim 1973 tarihinde tamamlanarak hizmete açıldı. Köprünün toplam uzunluğu 1560 metre, iki kule arası uzunluğu 1073 metredir.Köprünün deniz yüzeyinden yüksekliği 64m.dir.
Avrupa ve Asya kıtalarını ayıran Boğaz'dan karşıdan karşıya kolayca geçebilme fikri yüzyıllar boyunca çekiciliğini korudu. Bilinen en eski Boğaz geçişi M.Ö. 511 yılında gerçekleştirildi. İskit seferine çıkan Pers Kralı Darius'un 700 bin kişilik ordusu, gemilerin yan yana getirilmesiyle oluşturulan yüzer köprü ile Trakya'ya geçti.
Mühendisler, Boğaz'ın bir köprüyle geçilmesi konusunda zaman zaman değişik projeler üretse de bunlar tasarı halinde kaldı. Örnek olarak 1940 yılında Nuri Demirağ'ın girişimiyle Türk muhendisler ve Amerikalı uzmanlar tarafından boğaz köprüsü projelendirilmiş ve bu işe talip olunmuştur ama o zamanki iktidar tarafından "boğaza köprü olmaz, yıkılır" diye bu teklif rededilmiştir. 20. yüzyıl'ın ikinci yarısında İstanbul'un hızla gelişmesi ve Avrupa-Asya arasındaki trafiğin artışı Boğaz'a köprü yapılmasını zorunlu hale getirdi. Bunun üzerine Boğaziçi Köprüsü tasarlandı ve 1970 yılında da yapımına başlandı ve 29 Ekim 1973 yılında tamamlanarak hizmete açıldı. Avrupa ve Asya ile sabit bağlantı olarak Türkiye ulaşım ağının çok önemli bir halkasını oluşturan köprüde, o dönemden bugüne beklenen trafik artışı beklenenin çok üstünde gerçekleşti. Köprünün ilk hizmete açıldığı yıl günlük ortalama araç geçişi 32 bin iken 1987'de bu sayı 130 bine, 2004 yılında ise 180 bine çıktı.1978'den beri yaya trafiğine kapalıdır.
Teşekkür Ederim...

Çetin Poyraz ALPER ~çpa~

ANKARA - POLATLI - AFYON - UŞAK - İZMİR DEMİRYOLU PROJESİ

Projenin Amacı:
Ankara-İzmir arası 824 km. olup; seyahat süresi ise 14 saat sürmektedir. Bu proje sayesinde Ankara-İzmir arasında toplamda yaklaşık 200 km. bir kısalma meydana gelecek ve seyahat süresi 3 saat 30 dakikaya inecektir. 5/10/2004 Tarihinde başlanılan hattın Etüt Proje ve Mühendislik Hizmetleri işi kapsamı 1/25000 ölçekli güzergah araştırması, 1/2000 ölçekli şeritvari harita yapımı, kamulaştırma planlarının yapılması, zemin sondajları ile laboratuar deneylerinin yapılması, tüneller,köprüler, istinat duvarı gibi sanat yapıları ile istasyon tesisleri projelerinin yapılması, güzergahın çed raporu ile keşif-metraj ve ihale dosyalarının hazırlanması şeklindedir.

Projenin Teknik Özellikleri:
Güzergah Boyu:
624 Km (Turgutlu-Kemalpaşa-İzmir Bağlantılı) 663 Km. (Manisa-İzmir Bağlantılı)
Hat Sayısı: Çift Hat
MaxEğim: % 012.5
Min KurpYarıçapı: 3500 Metre
Proje Hızı : 250 Km/saat
Toplam Tünel Sayısı : 13 Adet
Toplam Tünel Boyu: 15.355 Metre
En Uzun Tünel Boyu: 4.450 Metre
Toplam Viyadük Sayısı: 13 Adet
Toplam Viyadük: 4592 Metre
Boyu: 5575 Metre
Toplam Köprü Sayısı: 189 Adet
İstasyon Sayısı: 22 Adet

Projenin Son Durumu:
Ankara-Afyon-İzmir Demiryolu Etüt Proje ve Mühendislik Hizmetleri işi tamamlanmıştır. Ankara-İzmir arası Manisa üzerinden 658 Km. ve seyahat süresi 3 saat 50 dakika olmakta, Kemalpaşa üzerinden ise 621 Km. olup; seyahat süresi 3 saat 20 dakika olarak planlanmıştır.
Hattın yapımına 2008 yılında başlanılarak 2018 yılında tamamlanması planlanmıştır.
Teşekkür Ederim...
Çetin Poyraz ALPER ~çpa~

24 Haziran 2008 Salı

ESTRAM

Eskişehir'de okuyan bir talebe olarak sizlere Eskişehir'de şu anda işletmede olan tramvay hakkında bilgi vermek isterim. Sizlere iki adet video ile görsel olarak anlatmaktan onur duyarım.

Teşekkür Ederim...


Çetin Poyraz ALPER ~çpa~

17 Haziran 2008 Salı

İSTANBUL BOĞAZI KARAYOLU TÜP GEÇİŞ PROJESİ

İnşaat süresi yer teslim tarihinden itibaren 3 yıl olacaktır.İnşaat tekniği olarak denizin altından kalan yerler için ileri teknoloji ürünü TBM 'lerden (Tünel Açma Makineleri), Diğer bölümler için ise ''Aç-kapa'' ve ''NATM'' (Yeni Avusturya Metodu) gibi geleneksel tünel açma yöntemlerinden yararlanılacaktır.
Denizin altında kalan Kalkanlı Esnek Tünelin ( Shield Tunnel ) inşaasında gelişmiş Tünel Açma Makineleri (Tunnel Boring Machine-TBM) kullanılacaktır.Yaklaşım tünelleri NATM ( Yeni Avusturya Tünel Açma Metodu )ve Aç-Kapa Metodu ile inşa edilecek.

TÜNELİN KARAKTERİSTİK ÖZELLİKLERİ:
Tünel 2.şer şeritli iki katlı olarak inşaa edilecektir.
Tünel yalnızca küçük otobüs,minibüs ve otomobillerin kullanımına izin verilecek şekilde tasarlanmıştır .
Toplam uzunluğu 5.5 km
Esnek Tüp tünel uzunluğu 3.34 km
Esnek Tüp tünel kesiti iç çap : 11.4 mt. Dış çap : 12.4 mt
NATM kesiti : 16 mt. (Genişlik ) x 22 mt (Yükseklik)
Aç- Kapa kesiti : 10 mt (Genişlik ) x 6 mt( Yülseklik ) Eğim % 5
Söz konusu iş için YİD olarak 30/12/2006 tarihinde ihale ilanına çıkılmış olup, 30/05/2008 tarihinde YİD olarak ihalesi yapılacaktır
Teşekkür Ederim...

Çetin Poyraz ALPER ~çpa~

Ben de Varım

Yıllardır halayini kurduğum ve sadece bu kadar değil hopaya kadar uzanacak bir demiryolu projesinde ilk adımlar atılıyor.

ÇARŞAMBA-TERME-ÜNYE-FATSA DEMİRYOLU PROJESİ
Bakanlığımız 2007 yılı yatırım programı demiryolu sektöründe 2007E010080 proje numaralı muhtelif Fizibilite Etüt ve Etüt-Projeler kapsamında yer alan Çarşamba-Terme-Ünye-Fatsa demiryolu Etüt, Proje ve Mühendislik Hizmetleri işi kapsamında hattın idarenin öngördüğü standartlarda olacak şekilde 1/25000 ölçekli güzergah araştırması ve amenejman etüdü, 1/2000 ölçekli şeritvari haritalarının alınması ve güzergahın bu haritalara işlenmesi, kamulaştırma planlarının hazırlanması,güzergah üzerinde gerekli sondajlar ile laboratuar deneylerinin ve diğer zemin araştırma işlerinin yapılması, tüneller, köprüler, istinat duvarları gibi sanat yapıları ile istasyon tesislerinin ve demiryolunun teknik şartnamelerdeki esaslara göre projelerinin yapılması, üst yapı, elektrifikasyon, sinyalizasyon ve telekomünikasyon projelerinin yapılması, güzergahın ÇED raporu,güzergahın keşif ve metrajları ile ihale dosyaları hazırlanacaktır.
Söz konusu hattın uygulama projesi ihalesi 31/08/2007 tarihinde yapılarak 16/10/2007 tarihinde sözleşmesi imzalanmış olup;25/10/2007 tarihinde işe başlanılmıştır.
Detaylı Bilgi:
Teşekkür Ederim...

Çetin Poyraz ALPER ~çpa~

13 Haziran 2008 Cuma

Turksat

Dün akşam son anda haberim olarak yeni atılan Turksat3A uydumuzu 41 dakikalık bir yolculuktan sonra atmosferin egzosfer tabakasına göndermiş olduk. 10 gün içinde de yörüngeye yerleşmesi planlanmaktadır. Uydunun kontrolünü Ankara Gölbaşındaki merkez kontrol edecektir. Türk uydu tarihine bakarsak şu ana kadar toplam 5 uydu Türksat adı altında gökyüzüne göndermiş olmaktayız. Gönderdiğimiz 5 uydunun hepsi haberleşme uydusudur. Daha önceden tübitak'ın yaptığı bir deneme gözlem uydusu vardı Kazakistan fırlatma rampasından fırlattılar ama halen kullanımda mı bilmiyorum. Yakında da milli savuma bakanlığının bir savunma uydusu atılacak böylece daha kolay terörist avlayacaz ya.

Şimdiye kadar atılan uydularımıza teknik özelliklerine ve kapsama alanlarına şöyle bir bakalım.
Ailenin ilk bebeği Turksat-1A uydusu (Fırlatılırken havada infilak etti), Turksat-1B, Turksat-2C, Turksat-2A(Eurasiasat-1) ve son olarak Turksat-3A dün gece fırlatıldı. Uydularımıza bakarsak;
Turksat-1A
Sayın Özalın talimatıyla yapımına başlanan uydumuz gönderme aşamasında teknik bir sebepten dolayı fılatma esnasında havada infilak etti. Onun yerine aynı teknik donanıma sahip Turksat-1B yapıldı ve yörüngeye yerleştirildi.

Turksat-1B
Uydumuz ilk gökyüzünde ki ilk uydumuz olup. Bugün görevini doldurmuş ve daha yukarıda bir yerde(mühendisler buna uydu çöplüğü diyolar) bekliyo garibanım...

Turksat-1C

Turksat-2A (Eurosiasat-1)
İlk dijital ve yüksek kalitede görüntü ve ses özelliklerini destekleyen uydumuzdur.
Tutrksat-3A
TÜRKSAT 3A, TÜRKSAT 1C'nin bütün trafiğini ve yükünü alacak. Farklı bir yörüngede, farklı bir şekilde işletilecek olan 1C uydusu televizyonların ilave data aktarımı taleplerinin yerine getirilmesinde kullanılacak.
TÜRKSAT 3A uydusunda diğer uydularda olmayan "yıldız izleme" özelliği bulunuyor. Diğer uydular güneşe ve dünyaya bakarak yerini hesaplarken, TÜRKSAT 3A uydusu ise yıldızları izleyerek yerini hesaplıyor.
Üretimi için ilk resmi girişim 2005 yılı Nisan ayında başlatılan TÜRKSAT 3A, 200 milyon dolara mal oldu. Yeni uydunun tasarım, entegrasyon ve test aşamalarına paralel şekilde yürütülen teknoloji transferi ve eğitim projesinde 22 Türk mühendis de görev aldı.
Böylece, bundan sonra TÜRKSAT için üretilecek uyduların Türk mühendislerce tasarlanabilmesi yolunda, ilk ve en önemli adım atılmış oldu. TÜRKSAT 3A, Avrupa, Türkiye'nin tamamı ve Asya'yı kapsama altına alacak.
Uydu, Türkiye ile birlikte Avrupa, Ortadoğu, Kuzey Afrika, Orta Asya ve Çin'e kadar uzanan geniş bir kapsama alanında, televizyon yayıncılığı ile birlikte internet, ses ve data aktarımları için kullanılacak.
Doğu ve Batı kapsama alanları arasında doğrudan anahtarlanabilme özelliğine sahip olan TÜRKSAT 3A, bu özelliği ile kapsama alanı içerisinde dünyanın herhangi bir bölgesinden verilen bir yayının, dünyanın başka bir bölgesine aktarımını gerçekleştirebilecek
TÜRKSAT 3A üzerinden VSAT uygulamalarında kurumsal müşteriler 50-60 santimetre gibi küçük çaplı antenlerle yayın alabilecek ve 1 watlık HPA'larla uplink yapabilecek.
Bu özelliği ile TÜRKSAT 3A, VSAT kurulumlarında önemli oranda maliyet azalmasına imkan tanıyacak. TÜRKSAT 3A, 1296 megahertzlik pazarlanabilir kapasiteye sahip olacak. Bu kapasite, TÜRKSAT 1C uydusunun yaklaşık iki katı büyüklükte.
Yüksek çözünürlüklü (HD) yayınların iletilmesiile ilgili çok iyi bir altyapıya kavuşulmuş olacak. Çanak antenlerin çapının küçülmesine rağmen daha iyi bir yayın kalitesi standart dijital yayınlarda da elde edilebilecek.

http://www.turksat.com.tr/turksat3a-tanitim-filmi.html (tıklarsanız oradan videosunu izleyebilirsiniz.)
Teşekkür Ederim...

Çetin Poyraz ALPER ~çpa~

6 Haziran 2008 Cuma

Kültür Mozaği "Anadolu"

Türkiye'de yaşayan etnik gruplar araştırıldı. Sonuçlara göre Türkiye'de bakın kaç Türk, kaç Kürt, gürcü, arap vs. yaşıyor? Benim hiç duymadıklarım var...

9 MİLYONA YAKIN ALEVİ
Bu arada bazı kaynaklara 5 ila 25 milyon kişi olduğu söylenen Aleviler’in nüfusu ise araştırmaya göre 8 milyon 750 bin civarında bulunuyor. Avrupa'daki 1 milyon Alevi ile araştırmanın tamamlanmadığı 8 il de dahil edildiğinde Türkiye'de 10 milyon civarında Alevi bulunuyor. Araştırmanın 8 yıl önce yapıldığı göz önüne alındığında bugünkü Alevi nüfusunun 11 milyon civarında olduğu tahmin ediliyor. Buna göre Türkiye nüfusunun yüzde 85'i Sünni olarak göze çarpıyor.
Prof. Şaban Kuzgun başkanlığında yürütülen proje kapsamında Türkiye'deki 68 il, ilçe, köy, mahalle ve sokaklar tek tek dolaşıldı. Yapılan çalışmada insanların hangi kökenden, mezhepten ya da tarikattan olduklarının profili çıkarıldı.
TÜRKLER: Türkmen, Yörük, Tatar, Tahtacı, Terekeme, Karaçay, Azeri gibi Türk soyundan gelen gruplar, Türkler’i oluşturuyor. Kökenleriyle ilgileri kalmayan bu grup 50 milyon civarında ve diğer Türkleşme sürecinde olanlar da dâhil edildiğinde bu sayı 55 milyona çıkıyor.
KÜRTLER: Raporda ikinci grup olarak Kürtler gösteriliyor. Sayıları 3 milyon civarında olan bu gruba Zazalar da dâhil edildiğinde Kürt nüfusu 12 milyon 600 bini aşıyor. Ancak bu sayının 2.5 milyonu ciddi derecede Türkleşme sürecinde ve bazı yerlerde Kürtlüğünü kabul etmeyen bile çıkıyor.
GÜRCÜLER: Ağırlıklı olarak Ordu, Artvin, Samsun ve Marmara bölgesinde yaşıyorlar. 1 milyona yaklaşan nüfusuyla Gürcüler, Karadeniz'deki birkaç ilde yaşayanların dışında Gürcüce'yi unutmuş durumda. Ancak son yıllarda Gürcistan'ın kurulmasıyla Gürcülüğe yönelik bir artış olduğu dikkat çekiyor.
BOŞNAKLAR: Adapazarı, İzmir ve Manisa'da toplu halde yaşayan Boşnaklar'ın nüfusu da 2 milyonu buluyor.
ÇERKEZLER: Değişik şehirlerde yaşayan Çerkezler de 2.5 milyon civarında ve Çerkezler’in yüzde 80'i Çerkezce'yi unutmuş görünüyor.
ARAPLAR: Başta Siirt, Şırnak, Mardin, Diyarbakır, Şanlıurfa, Hatay, Adana ve İstanbul'da yaşıyorlar. Türkiye'deki nüfusları 870 bin olarak gösteriliyor.
ARNAVUTLAR: Türkiye'deki nüfusları 1 milyon 300 bini aşmış durumda. Arnavut nüfusunun yarıdan çoğunun, Türkleşme süreci sonunda Arnavutluk'la hiçbir ilgisi kalmadı. 500 bin Arnavut da ise çok canlı bir şekilde 'Arnavutluk şuuru' var.
LAZLAR: Bütün Doğu Karadenizliler'in Laz sanılması yanlışından dolayı kalabalık sanılan Lazlar'ın gerçek sayısı 80 bin civarında. Çünkü bir Kafkas halkı olan ve Lazca konuşan gerçek Lazlar, Rize ve Artvin'in birkaç köyünde ve göç ettikleri birkaç Marmara şehrinde yaşıyorlar.
HEMŞİNLER: Lazlar gibi Rize ve Artvin'in bazı ilçelerinde yaşıyorlar ve sayıları 13 bin civarında.
POMAKLAR: Bazılarına göre Türk, bazılarına göre Slav ırkından olan Pomaklar da 600 bin civarındalar ve tamamıyla Türkleşmiş durumdalar.
DİĞER ETNİK GRUPLAR: Türkiye'de yaşayan diğer etnik grupların sayısı da 1 milyonu aşıyor. Bunların arasında çingeneler 700 binlik nüfusuyla başı çekiyor. Türkiye'de ayrıca 60 bin Ermeni, 20 bin Yahudi ve 15 bin Rum kökenli vatandaşın yanı sıra çok az sayıda Süryani de hayatını sürdürüyor.
TÜRK NÜFUSU ARTIYOR
Raporun en çarpıcı başlıklarından biri ise Türkler’in nüfus artış hızında yatıyor. Buna göre Türk nüfusu son 15 yıldır az oranda artış gösteriyor. Buna karşılık Kürtler her yıl yüzde 2,5 oranında artış gösteriyor. Araştırmaya göre Boşnaklar her yıl binde 12, Türkler binde 8, Arnavutlar binde 5 oranında azalıyorlar. Buna karşılık Türkleşme oranının en fazla Kürtler’de olduğu, onları Boşnaklar’ın, Çerkezler’in ve Arnavutların takip ettiği görülüyor. Güneydoğudan göç eden Araplar’da da yoğun bir Türkleşme hızı olduğu belirtiliyor.
Kaynak: Milliyet

Teşekkür Ederim...

Çetin Poyraz ALPER ~çpa~

1 Haziran 2008 Pazar

Hatırladığım Hayal Değimiş Böyle Bir Film Vardı

Lorenzo Odone hayatını kaybetti
Kısa adı "Ald" olan kalıtsal hastalığa yakalanan Lorenzo için doktorları 1984'te iki yıl ömür biçti.
Zira sinir liflerinin etrafını saran kılıfın yırtılması sonucu oluşan Ald, körlük, bilinç kaybı ve hareket yeteneğinin yitirilmesiyle seyreden ölümcül bir hastalık.
Lorenzo'nun babası Augusto Odone, geleneksel tedavi yerine içeriğinde zeytinyağı da bulunan bir karışımı oğlu için kullandı.
Tedavi için kullanılan yağ, Lorenzo'nun ömrünü uzattı. Lorenzo'nun yağı, Ald hastası diğer çocuklarda da kullanıldı ancak hepsinde etkili olamadı.
Ancak birkaç yıl içinde kaybedilen Ald vakalarının aksine Lorenzo bu hastalıkla tam 24 yıl yaşadı.
Lorenzo'nun Yağı, 1992 yılında Susan Sarandon ve Nick Nolte'un rol aldığı bir filmle beyazperdeye aktarılmıştı.

Kaynak: CNNTURK
Teşekkür Ederim...

Çetin Poyraz ALPER ~çpa~